Facebook

This is default featured slide 1 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by Lasantha Bandara - Premiumbloggertemplates.com.

This is default featured slide 2 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by Lasantha Bandara - Premiumbloggertemplates.com.

This is default featured slide 3 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by Lasantha Bandara - Premiumbloggertemplates.com.

This is default featured slide 4 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by Lasantha Bandara - Premiumbloggertemplates.com.

This is default featured slide 5 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.This theme is Bloggerized by Lasantha Bandara - Premiumbloggertemplates.com.

19 Kasım 2014 Çarşamba

'Cumhurbaşkanlığı Sarayı' Açıklaması

TOKİ'den yapılan açıklamada, 2006 yılından beri, kamu kuruluşlarıyla yapılan protokoller çerçevesinde yapılar inşa edildiği ve bu çerçevede 15 bakanlık, 27 üniversite, 14 belediye, valilikler ve diğer kurumlarla 153 ’ü arsa karşılığı hasılat protokolü olmak üzere toplam 209 protokol yapıldığı kaydedildi. Açıklamada, ilgili idarelerle protokol kapsamında yapılan binaların maliyetlerinin bakanlıkların bütçe ödeneğinden karşılandığı kaydedilerek, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın da bu çerçevede inşa edildiği ifade edildi.

TOKİ'nin 297 milyon lira alacağı olduğu iddialarının yalanlandığı açıklamada şöyle denildi; "Cumhurbaşkanlığı Sarayı ’nın inşasından dolayı Toplu Konut İdaresi ’nin 297 milyon alacağı olduğu' iddiasıyla yayımlanan haberler doğru değildir. TOKİ ’nin, Cumhurbaşkanlığı binasının inşası ile ilgili ödenen hak edişlerinden doğmuş bir alacağı yoktur. Binanın inşa edildiği arazinin Orman ve Su İşleri Bakanlığı ’na ait olmasından dolayı araziden kaynaklı doğan alacak ise ilgili kurumlar arasında yapılacak görüşmeler neticesinde sonuçlandırılacaktır.", 'Cumhurbaşkanlığı Sarayı' Açıklaması habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

'Gelişi Milat Olacak!'

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun 23 Kasım'da Tunceli'ye yapacağı ziyareti değerlendiren Ak Parti Tunceli İl Başkanı Erkan Eroğlu, başbakanın Tunceli'ye gelişinin milat olacağını belirterek, "Başbakanımız çok olumlu ve tarihi açıklamalar yapacaktır. Özellikle Alevi açılımı, cemevlerinin statüsü, ve Dersim'in isminin iadesi için çok önemli açıklamalar yapacağını söyleyebilirim" dedi.

Alevi açılımı konusundaki açıklamanın Dersim ziyareti sırasında yapılmasının yerinde ve tarihi bir durum olduğunu belirten Ak Parti Tunceli İl Başkanı Erkan Eroğlu, "Sayın başbakanımız, Dersim'in Türkiye'nin en yaşanabilir ve çağdaş bir kent olduğunu buradan bütün dünyaya anlatacaktır. Özellikle Türkiye'nin ve bölgenin Dersim'in hak ve özgürlükler bakımında hak ettiği yere gelebilmesi için yapılacak çalışmaların açıklanacağı bir ziyaret olacaktır. Ben Dersim halkının bu ziyareti anlamlı kılacağına sonsuz inanıyorum. Dersim halkı, 23 Kasım'da başbakanımızı dinlediği zaman tarihi bir ana tanıklık edecektir. Sayın başbakanımız Dersim'de uzatacağı ele Dersim halkı da kesinlikle karşılık verecektir.

AK Parti hükümeti her dönem Dersim'e el uzatmış ve sahip çıkmıştır, bir kez daha sayın başbakanımız Dersim'e gelerek halkımıza elini uzatacaktır. Başbakanımız cemevini de ziyaret edecek. Özellikle cemevlerinin statüsü ile ilgili ve dedelere maaş bağlanması konularında açıklama yapmasını bekliyoruz. Cem evleri konusunda kurumsal bir statü konusunda devletin resmi görüşünü açıklayacaktır diye bekliyoruz. Ben AK Parti il başkanı olarak cemevlerinin resmi bir statü kazanması gerektiğine inanıyorum. Bu bizlerin inanç meselesidir, bizlerin inanç yeridir ve kesinlikle statü verilmelidir. Sayın Başbakanımızın cemevinde ve Dersim ziyaretinde yapacağı açaklamalar 21'inci yüzyılın hediyesi olacaktır. İnsanlarımızında sayın başbakanımızın açıklamalarını dört gözle beklediğini çok iyi biliyoruz" dedi.

Tunceli Ak Parti İl Başkanı Eroğlu, Tunceli'nin Kalkınmada öncelikli iller arasında yer alması ve 5'inci bölge statüsünden çıkarılarak 6'ncı bölge statüsüne alınmasını da talep edeceklerini ifade ederek, "Ayrıca doğalgaz hattının çekilmesi ve çalışmaların hızlandırılarak dağıtımın yapılmasını talep edeceğiz" dedi.

'DERSİMLİLERİ RAHATLATACAK'


Başbakan'ın ziyaret kapsamında Tunceli Belediyesi'ni de ziyaret edebileceğini söyleyen Eroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Barış süreci konusunda birçok açıklaması olacak ve atılacak adımlar konusunda kamoyuna net bilgiler verecektir. Tunceli ilimizin bugün oluşmayan geçmişten sürüp gelen bazı sorunları var. Biz bu sorunları sayın başbakanımıza bir daha aktaracağız. 1937-38 yıllarında Dersim'de yaşanan bir gerçeklik var, bir haksızlık var, bu durumu bir daha anlatacağız ve bu konuda Dersimlileri rahatlatacak açıklamalar yapılacaktır.

Geçmişte şu an Cumhurbaşkanı olan Sayın Recep Tayip Erdoğan olsun bugünkü başbakanımız olsun çok önemli açıklamalar yaptılar ve Dersim halkının acısını yürekten paylaştılar. Biz yakın zamanda da sıkıntılar yaşadık ve birçok zorluk içinde kaldık. 90'lı yıllarda yaşanan köy boşaltmalar ve halkımızın yerinden yurdundan edilmesinden kaynaklı sorunlar var. Yeniden köylere geri dönüş ve işsizliğin önlenmesi için sayın başbakanımızdan yardım isteyeceğiz ve bizlere yardımcı olacağından çok umutluyuz. Dersim nüfusunun büyük bölümü göç etti bu göçlerin önüne geçilmesi ve yeni göçlerin yaşanmaması için atılması gereken adımların ne olduğunu da sayın başbakanımız Dersimlilere açıklayacaktır."

Tunceli Belediye Başkanı DBP'li Mehmet Ali Bul ise, bir dizi beklentiler içinde olduklarını, Alevi inancının yaşanması konusu ve Dersim isminin iadesi konusunda beklentileri olduğunu ifade ederek, "Sayın başbakanın ziyaretinde Alevilik ve Dersim konusunda açıklama yapmasının beklendiğini biliyoruz. Ancak, şu biliniyor ki, tarih boyunca Aleviler hep zulme uğramış ve soykırımlardan geçirilmiştir. Bu yüz yılda bile büyük soykırımlar yaşadık, Aleviler olarak ve hala inancımızı yaşama konusunda üzerimizde büyük baskılar ve sıkıntılar var. Alevi inancının resmi olarak kabullenilmesi ve resmileştirilmesi noktasında hala cidi sıkıntılar yaşanmaya devam ediyor.

1938 Dersim olaylarında katledilen binlerce yurttaşımızın mezar yerleri belli değil, idam edilen Seyit Rıza ve 7 arkadaşının mezar yeri hala söylenmemiş ve gizli tutuluyor bu gerçeklerin halka açıklanması gerekiyor. Özellikle Dersim isminin geri iade edilmesi konusunda ciddi kaygılar var ve bizler sayın başbakanın artık bu konuda bir adım atmasını ve Dersim ziyareti sırasında Dersim isminin geri verilmesini açıklamasını bekliyoruz"dedi

'ASKERLERİN İSİMLERİNİN KALDIRILMASINI İSTİYORUZ'


Belediye Başkanı Bul, Başbakan'dan taleplerini sıralarken, "Dersim 38 katliamı sırasında askerlerin kullandığı binalar ve yerler hala şehir merkezinde. Bu yerlerin şehir dışına çıkarılması ve o dönem ismi cadde sokak ve bir çok yere verilen askerlerin isimlerinin kaldırılması ve işşisliğin çözülmesi ve gençlere iş olanakları sağlanması belli başlı taleplerimiz arasındadır. Kürt sorunun demokratik ve barışçıl yöntemler ile çözülmesi demokratik ve şeffaf müzakerelerin başlatılması için adımların hızla atılması da en önemli taleptir" diye konuştu.

, 'Gelişi Milat Olacak!' habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

6 İşçiye Ulaşan Ekip Gözyaşlarına Boğuldu

Ka­ra­man'ın Er­me­nek il­çe­sin­de su bas­kı­nı se­be­biy­le mah­sur ka­lan iş­çi­ler­den 6'sı­nın da­ha can­sız be­de­ni­ne ula­şıl­dı. Son bu­lu­nan­lar­la bir­lik­te mah­sur ka­lan 18 iş­çi­den 10 ’u­nun ce­se­di­ne ula­şıl­mış ol­du.

4'üncü yu­ka­rı baş ola­rak ta­bir edi­len ma­den bö­lü­mün­de ula­şı­lan 6 iş­çi­nin ce­se­di ön­ce­ki gün ula­şı­lan 2 iş­çi gi­bi Er­me­nek Dev­let Has­ta­ne­si Mor­gu'na kal­dı­rıl­dı. Çı­ka­rı­lan iş­çi­ler­den alı­nan DNA ör­nek­le­ri da­ha ön­ce ai­le­ler­den alı­nan kan nu­mu­ne­le­riy­le kar­şı­laş­tı­rıl­mak üze­re he­li­kop­ter­le An­ka­ra'ya gön­de­ril­di.

GÖZ­YAŞ­LA­RI SEL OL­DU

Edi­ni­len bil­gi­le­re gö­re, AFAD eş­li­ğin­de ya­pı­lan kur­tar­ma ça­lış­ma­la­rın­da kur­tar­ma ekip­le­ri göz­yaş­la­rı­na bo­ğul­du. Bi­rer met­re ara­lık­lar­la iş­çi­le­ri çı­kar­tan ekip­ler, üç iş­çi­yi bir­bi­ri­ne sa­rıl­mış şe­kil­de bul­du. İki iş­çi­yi ise yüz­le­ri bir­bi­ri­ne dö­nük şe­kil­de bu­lan ekip­ler, fa­ci­a sı­ra­sın­da iş­çi­le­rin be­ra­ber ha­re­ket et­tik­le­ri­ni tes­pit et­ti. Ma­den­den çı­kar­ı­lan iş­çi­le­rin 8'e ulaş­ma­sı­nın ar­dın­dan ma­den­de mah­sur ka­lan iş­çi­le­rin ai­le­le­ri Er­me­nek Dev­let Hastanesi'ne akın et­ti. Ma­den­de mah­sur ka­lan iş­çi­ler­den Mah­mut Ba­har'ın eşi Emiş Ba­har "Ko­cam gel­di mi acep ne ede­yim?" fer­yat­la­rıy­la has­ta­ne­ye koş­tu.


, 6 İşçiye Ulaşan Ekip Gözyaşlarına Boğuldu habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

Astsubay Saldırısında İlginç Detay!

Alınan bilgiye göre, 29 Ekim Çarşamba günü Diyarbakır'ın merkez Bağlar ilçesinde meydana gelen olayda, Diyarbakır 8. Ana Jet Üssü Komutanlığı'nda görevli olan astsubay Necdet Aydoğdu'nun, yanında hamile eşi olduğu sırada maskeli 2 kişinin silahlı saldırısı sonucu şehit edilmesiyle ilgili yürütülen çalışmada ilginç ayrıntılar ortaya çıktı.

Adana'da bir narkotik operasyonu sırasında polise ateş eden kişinin kullandığı silaha ait boş kovanların, Diyarbakır'da Astsubay Nejdet Aydoğdu'nun şehit edilmesi olayında kullanılan silaha ait kovanlar ile eşleştirilmesi sonucu her iki olayda da aynı silahın kulanıldığı belirlendi.

Adana Emniyet Müdürlüğü ekipleri, astsubayın şehit edildiği, narkotik operasyonunda da polise ateş edildiğini belirlediği silahın daha önce Adana ’da bir astsubayın evinden çalındığını tespit etti.
Ekipler, her iki olayda da kullanıldığı sanılan silahın Muğla'nın Ortaca ilçesinde Yunus Emre T.'de olduğunu belirledi.

Gözaltına alınan Yunus Emre T.'nin olaylarda silahı kullanıp kullanmadığının belirlenmesine çalışılıyor.




, Astsubay Saldırısında İlginç Detay! habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

8 Maden Şehidine Son Görev

Ermenek ’teki maden ocağından hayatını kaybeden işçilerden 8 ’i son yolculuğuna uğurlandı. Cenaze namazının ardından bir madenci yakını Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'e seslenerek 'Şehitlerimize bak, yürek dayanmıyor hocam. O işverenler utansınlar' dedi. Ulaştırma Bakanı Lütfi Elvan madenci yakınına sarıldı.

İşçilerin cenaze namazını Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez kıldırdı.

Diyanet İşleri başkanı Mehmet Görmez cenaze namazının ardından acılı ailelere seslendi.

Görmez şöyle konuştu:

"Bugün 20 gün önce elim bir kazada hayatını kaybeden can veren işçi kardeşlerimizi ebediyete uğurlamak, için hazır bulunuyoruz. Öncelikle cenabı hak her birine ayrı ayrı rahmet eylesin, makamlarını cennet eylesin. Geride kalan eşlerine kardeşlerine evlatlarına yavrularına bütün milletimize cenabı hak engin sabırlar versin. Bugün ebediyete uğurladığımız bu 8 kardeşimiz, öncekiler ve daha sonrakilerle birlikte bu kardeşlerimizin yer yüzünün metrelerce altında çocuklarına eşlerine ailelerine helal lokma temin etmek için emekleriyle ekmek kazanmak için bulunuyorlardı. Bu vesileyle şehittir. Cenabı hak onları hakiki şehitlerle, peygamberlerle birlikte olmayı nasip eylesin. Biz hamdolsun ki ölümü yok olmak olarak değerlendirmeyen, hayatı dünya hayatı olarak kabul etmeyen bir inancın mensuplarıyız. Bizim inancımıza göre hayat bundan sonra ebedidir. Ölüm, Mevlana'nın ifadesiyle şeb-i aruzdur. Her birine cennete kavuşmayı nasip eylesin."


Cenaze namazı sonrası konuşan Mehmet Görmez'e bir madenci yakını "Şehitlerimize bak hocam yürek dayanmıyor hocam. Sayın hocam utansınlar, bunlar bizim şehitlerimiz. Utansınlar. O işverenler utansın" diye bağırdı. Madenci yakınına Ulaştırma Bakanı Lütfi Elvan sarıldı.

"İŞ ADAMLARINA HAYKIRIYORUM"
Aynı zamanda bu kardeşlerimiz, bir müddet önce Soma'da, bu defa Ermenek'te hayatını kaybeden, can veren bu kardeşlerimiz aynı zamanda bize büyük bir mesaj verdiler. Dediler ki, helal lokma helal kazanç emek değerlidir, mukaddestir. Onun için ben buradan hem emeğin alın terinin vicdanı adına bütün işverenlerimize iş adamlarımıza haykırıyorum.

"İŞ GÜVENLİĞİ SAĞLAMADAN ÇALIŞTIRMAK BÜYÜK GÜNAH"
İşçilerimizin alın teri kurumadan hakkını vermek ne kadar mukaddes ise, ne kadar değerli ise onların iş güvenliğini sağlamak, güvenli ortamlarda çalışmalarını sağlamak, o kadar büyük bir adalet mukaddes bir vazifedir. Tekrar bütün iş adamlarımıza işverenlerimize sesleniyorum. İşçinin alın teri kurumadan hakkını vermemek ne kadar büyük bir vebal günah ise, onların emeklerini çalmak ne kadar büyük bir günah ise, onların iş güvenliğini sağlamadan maliyetleri indirmek adına onların hayatını tehlikeye atmak o kadar büyük bir suç vebal ve günahtır.

Dünyada bunun hukuk önünde hesabı olduğu gibi, asıl hesap ahirette olacaktır. Ben bir daha böyle bir acıyı yaşatmaması için cenabı hakka niyaz ediyorum. Rabbimiz bir daha böyle acılar yaşatmasın bize.

Geride kalan annelerimize, ablalarımıza, eşlerine, kardeşlerine, evlatlarına sabır niyaz ediyorum. Cenabı hak bize böyle acılar yaşatmasın.

18 MADENCİNİN AİLESİ KATILDI
Sadece 8 maden işçisinin değil 18 maden işçisinin aileleri de cenazeye katıldılar. 'Onlar da bizim akrabalarımız kardeşlerimiz' dediler.

Osman Çoksöyler'in eşi, Biri dört aylık biri beş yaşında iki çocuğu var. Çocuklarına "babanız arkadaşlarını kurtarmaya gitti" demişti.

Hüseyin Çolak'ın eşi, priminin dolmasını bekliyordu. Ama olmadı.

Ayşe teyze, Tezcan Gökçe'nin annesi "oğlum yüzme bilmezdi" sözleriyle Türkiye'yi ağlatmıştı.

Mehmet Tokal'in eşi, hem eşinden hem kardeşi Uğur'dan haber bekliyordu. İkisinden de acı haber geldi.


, 8 Maden Şehidine Son Görev habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

Soma'da 28 İşçi İşten Çıkarıldı

301 madencinin öldüğü facianın meydana geldiği Eynez ocağını da çalıştıran Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. ’ye bağlı Işıklar Maden Ocağı ’na sabah vardiyasına giden işçilerin içinde bulunduğu otobüsler, ocak girişine 8 kilometre kala durduruldu. Otobüslerde ismi okunan 28 işçiye işten çıkarıldıkları bildirildi.

HAKLARINI ARAYACAĞIZ

Ege Bölgesi Maden İş Sendikası 3 Nolu Şube Başkanı Cafer Bülbül Şube Sekreteri Abdullah Öztürk ile birlikte açıklama yaparak, "13 Mayıs ’ta meydana gelen üzücü maden kazasından sonra üzücü gelişmeler yaşandı. İşveren bazı zaman işçilerin maaşlarını ödeyemez oldu. İşçilerimiz uzun süre işsiz kaldı. Daha sonra yapılan yazışmalar ve çalışmalar sonucunda maaşlarını aldı. Ocaklara yapılan yenileme çalışmaları sonucunda sadece Işıklar Ocağı faaliyete geçti. Şimdi de bu ocakta çalışan 28 arkadaşımızın işine, işveren tarafından son verildi. Aldığımız bilgiye göre bu 28 arkadaşımız gündüz vardiyasından. Bu sabah araçları şirket görevlileri tarafından güvenlik noktasına gelmeden durduruldu. İçlerinden 28 arkadaşımız belirlenerek otobüslerden indirildi. Kendilerine ’Bundan böyle işe gelmeyin işinize son verildi ’ denmiş. Fakat kendilerine neden işten çıkartıldıkları söylenmemiş. İşçilerimizin hakkını yasal yollardan arayacağız" dedi.

'ŞİRKET ALEYHİNDE KONUŞANLAR ÇIKARILIYOR'

CHP Manisa Milletvekili Sakine Öz ise Hürriyet ’e, “şirket aleyhine ifade verenler çıkarılıyor” dedi. Öz, kendisine ulaşan bilgilere göre işten çıkarılacakların listesinin şirket merkezinden gönderildiğini, işten çıkarmaların da bu listeler üzerinden gerçekleştiğini söyledi. Öz, “Buna tam anlamıyla maden mafyası da denebilir, Soma halkı ve maden işçileri tehdit ediliyor. Biz madene de termik santrale de karşı değiliz. Ama termik santralın tarım arazisi üzerine yapılmasına karşıyız. Madenciliğin de iş güvenliği ve sağlığı dikkate alınarak, modern teknolojiler kullanılarak yapılmasını, yani ölümlerin olmamasını istiyoruz” dedi. İşten çıkarılan işçiler arasında 6-10 yıldır çalışanların da olduğu belirtilirken, önümüzdeki günlerde Soma genelinde işten çıkarmaların yoğunlaşmasından endişe edildiği de bildirildi.


, Soma'da 28 İşçi İşten Çıkarıldı habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

18 Kasım 2014 Salı

Kritik Görüşme Sonrası İlk Açıklama!

Diyalog kanallarının açık olması konusunda görüş birliğine vardık. Müzakere sürecinin hızlandırılması açısından da gerek kullanılan dil ve ortaya konuşan politikalar açısından daha yapıcı bir şekilde devam edilmesini konusunda önemli tespitler yapıldı.

Bazı pratik konuşları daha detaylı şekilde ele alma şansımız olacak. Görüşmelerin ardından İmralı ’ adasına heyetimizin gitmesiyle ilgili bazı beklentileri yine paylaştık. Onlar da gerek görüşmenin çerçevesi ve İmralı ziyareti ile ilgili kendi değerlendirmelerini yapacaklarını bize ifade ettiler.

SORU&CEVAP

İMRALI ZİYARETİ BU HAFTA SONU MU? HDP ’NİN YENİ MAHKUMLARIN GİTMESİ TALEBİ

Gidiş takvimiyle ilgili net bir tarih veremiyoruz. Görüşmelerimiz devam ediyor. Hükümetle yapılan görüşmelerde kendisi açısından muhtemelen bazı değerlendirmeler yapacaktır. Görüşme takvimi bittikten sonra İmralı ’ya gidişte bir sıkıntı yok. Diğer konularla ilgili bir sorun görünmüyor. Heyetimizin genişleyerek İmralı ’ya gitmesi ve orada toplantıları gerçekleştirerek kamuoyunu bilgilendirmesi önünde herhangi bir engel yok.

DAHA GENİŞ BİR HEYETLE Mİ GİDİLECEK?

Bütün bunları konuşuyoruz. Heyetimizin genişlemesi ile ilgili hükümet kanadında bize ifade edilen herhangi bir çekince yoktur. Önümüzdeki günlerde detaylar netleşirse sizinle paylaşırız.

PRATİK KONULARI AÇABİLİR MİSİNİZ?

Sürecin ilerlemesi, süreçle ilgili nitelikleri görüşmelerin başlaması demektir.

HÜKÜMETİN İZLEME KOMİTESİ TEKLİFİ

İzleme heyetiyle ilgili fikir alışverişimiz oldu. Aramızda herhangi bir çelişki yok bu konuda. Bir izleme heyetinin görev almasını çok olumlu buluyoruz. Türkiye ’de de çok değerli insanlarımız var.

‘ÖCALAN SİLAH BIRAKIN ÇAĞRISI YAPACAK ’ İDDİASI

Süreç le görüşülen konu başlıklarından biridir. Ama olayı salt o başlık üzerinde değerlendirmek doğru olmaz. Hepimizin çabası gerekli müzakere koşullarına bir an önce girilmesidir. Süreç müzakere aşamasında hızlanırsa bütün konu başlıkları değerlendirilir.

GENİŞLEYECEK HEYETTE İSİMLER KONUŞULDU MU?

İsimler konusunda bir şey ifade etmiyoruz.

ÖCALAN ’IN ÖZGÜRLÜĞÜ KONUSU BİR BAŞLIK MI?

Şu anda yaptığımız görüşmede tıkanan diyalog kanallarını açma konusunu değerlendirdik. Yeri ve zamanı gelince mevcut konularda sizleri bilgilendireceğiz. Bugünkü görüşme müzakere sürecini hızlandırmaktı.


, Kritik Görüşme Sonrası İlk Açıklama! habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

Ermenek'ten Kara Haber

AFAD, ocağın 4'üncü Başyukarı Bölümü'nde 2 işçinin cesetlerine ulaşıldığını, ocaktan çıkartılmaları için çalışmaların sürdüğünü açıkladı. Madencilerden 2'sinin cesetleri ise daha önce çıkarılmıştı.

Ermenek İlçesi Pamuklu Köyü Cenne Mevkii'nde Has Şekerler Madencilik Şirketi'ne ait linyit ocağında 28 Ekim Salı günü öğle molası verildi. Kullanılmayan eski maden ocağında biriken suyun bir anda maden ocağını basması sonucu 34 işçiden 18'i mahsur kaldı. Facia ardından arama- kurtarma çalışmaları başlatıldı. 6 Kasım Perşembe günü, işçilerden Kerim Haznedar ve İsa Gözbaşı'nın cesetlerine ulaşıldı. 2 işçinin cenazesi Aşağı Çağlar Köyü'nde defnedildi.

14 MADENCİ ARANIYOR

Kurtarma çalışmalarında 21'inci güne girilirken bugün 2 işçinin daha cesetlerine ulaşıldı. Cesetlerin ocağın 4'üncü Başyukarı bölümünde bulunduğunu belirten AFAD, "4'üncü Başyukarı bölümünde iki işçi kardeşimizin daha cenazelerine ulaşılmıştır. Cenazelerin madenden dışarı çıkarma çalışmaları devam etmektedir. Madende mahsur durumda bulunan 14 madenciyi arama çalışmaları kesintisiz devam etmektedir" denildi. Halen ocakta bulunan 14 madenciye ulaşmak için çalışmaların devam ettiği ifade edildi., Ermenek'ten Kara Haber habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

Ege'de Tehlikeli Yakınlaşma!

Bodrum'a iki mil uzaklıktaki Çatal Ada ile Akyarlar Mahallesi açıklarında avlanan Türk balıkçılar, bugün öğle saatlerinde Yunanistan'a ait İstanköy (Kos) Adası'ndan gelen Yunan Sahil Güvenlik botunun tacizine uğradı.

Türk karasularına girerek ağ atan küçük balıkçı kayıklarına 50 metre kadar yaklaşan ve iki saat kadar balıkçıları taciz eden Yunan Sahil Güvenlik botundaki askerler balıkçıların Türk sahillerine çekilmesini istedi.

Saat 14.00 sıralarında Marmaris AKSAZ Deniz Üssü'nden gelerek Kuşadası istikametine giden Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı denizaltı, Akyarlar açıklarında birden su yüzeyine çıkarak Türk bayrağını açtı, bunun üzerine Yunan botu önce uluslararası sulara çekildi, ardından da manevra yapıp rotasını Türk denizaltısına doğru çevirdi.

Gerginliğin artması üzerine Türk balıkçıların Akyarlar ve Turgutreis önlerine çekildikleri görüldü. Bu sırada Türk subayların denizaltının güvertesine çıkarak Yunan Sahil Güvenlik botunu yakından incelediği fark edildi. Türk denizaltısı ile Yunan Sahil Güvenlik botunun birbirine tehlikeli biçimde yaklaşması saniye saniye görüntülendi. Bir süre bölgede seyreden Türk denizaltısı, Yunan Sahil Güvenlik botunun saat 15.20'de İstanköy Limanı'na dönmesi ile normal rotasına devam etti.
, Ege'de Tehlikeli Yakınlaşma! habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

'Suriyeli Mülteciler Geri Dönmeyecek'

Antalya'da bu yıl dördüncüsü düzenlenen Uluslararası Risk Altında ve Korunması Gereken Çocuklar Sempozyumu'nda 'Çocuk ve Suç' ana başlığı altında ele alınan en önemli konulardan biri de Suriyeli göçmenlerin çocukları oldu. Suç Araştırmaları Merkezi'nin (SAMER) organizasyonunda Türkiye ve 10 ülkeden emniyet birimleri, yargı mensupları, akademisyenlerin katılımıyla 15-17 Kasım tarihleri arasında Aska Lara Hotel'de gerçekleşen sempozyumda, suça karşı çocuklara dair tüm konular ele alınıyor.

UTSAM Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mehmet Özkan, sempozyuma ilişkin bilgi verdi. Türkiye nüfusunun yüzde 60'ının 30 yaşaltı, bunun yarısının çocuk kabul edilen 18 yaşın altında olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Mehmet Özkan, Suriye'deki iç savaş nedeniyle Türkiye'ye göç eden yaklaşık 2 milyon mültecinin de önemli sayıda çocuğu bulunduğuna işaret etti. Yaklaşık üç yıldır Türkiye'de olan Suriyeli mültecilerin çocuklarının suça karışmasına yönelik ufak tefek olaylar yaşandığına dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Özkan, "Bu çocukların suça yönelmesini engellemek için topluma kazandırılması gerekiyor. Eğer bu süreç başarılı olmazsa - ki bu ihtimal Avrupa'da yaşandı - geçmişte Avrupa'ya göç eden aileler dışlandıkları için çocukları da ciddi oranda suça karıştı. Topluma entegre edilmeleri, eğitim, dil öğretilmesi, topluma kendini yabancı hissetmemeleri önemli. Avrupa'da dışlandıkları için o toplumu kendilerine ait hissetmemişlerdi. Topluma katkı verecek ortamın sağlanması gerekiyor" diye konuştu.

Suriye'de yarın sorun çözülse, her şey normale dönse bile gelen mültecilerin en az üçte ikisinin geri dönmeyeceğini dile getiren Yrd. Doç. Dr. Özkan, "Bosna'ya bakın, sonrasında geri dönenlerin oranı yüzde 20-30'dur. Tüm çatışma bölgelerinde de oranlar aynı düzeydedir. Dolayısıyla Suriye'de sorun halen devam ediyor. 3 yıl mı, 5 yıl mı sürecek belli değil. Mültecilerin büyük bölümü burada yerleşik hayata geçecektir" dedi.
, 'Suriyeli Mülteciler Geri Dönmeyecek' habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

'Güvenlik Bakanlığı' Açıklaması

İçişleri Bakanı Efkan Ala, "Güvenlik bakanlığı" kurulmasına yönelik bir çalışmanın bulunmadığını bildirdi.

Gün içerisinde bazı haber sitelerinde; TSK, MİT, Emniyet ve Jandarma ’nın, yeni kurulacak olan "Güvenlik Bakanlığı" çatısı altında toplanacağı iddia edilmişti.

İddialar arasında MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın da bakan olacağı bulunuyordu.

İçişleri Bakanı Efkan Ala, yasadışı dinlemelerle ilgili olarak bin 181 polise disiplin cezası verildiğini, 155 polisin de meslekten ihraç edildiğini söyledi.Ala, Plan ve Bütçe Komisyonu'nda milletvekillerinin sorularını cevapladı. Ala, dinlemelerle ilgili olarak "Bin 181 polis disiplin cezası aldı, 155 polis meslekten ihraç edildi" dedi.


, 'Güvenlik Bakanlığı' Açıklaması habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

Kışlada Esrarengiz Ölüm: 1 Şehit

Olay, saat 17.00 sıralarnında meydana geldi. İddiaya göre, Mustafabeyli Jandarma Karakolu'na vatani görevini yapan 27 yaşındaki jandarma er Yılmaz B., nöbet değişimi sırasında henüz bilinmeyen bir nedenle silahla başından vuruldu. Ağır yaralanan asker, Osmaniye Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Jandarma er Yılmaz B., burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Mustafabeyli Jandarma Karakolu'nda inceleme yapan jandarma olay yeri inceleme ekipleri, Yılmaz B.'nin kendi silahıyla mı yoksa arkadaşının silahıyla mı vurulduğunu araştırıyor. Kahramanmaraş'ın Elbistan nüfusuna kayıtlı olduğu belirtilen Yılmaz B.'nin cenazesi, otopsi yapılmak üzere Adana Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.
, Kışlada Esrarengiz Ölüm: 1 Şehit habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

Ermenek'ten Acı Haber Geldi (Video)

4'üncü Başyukarı bölümünde bulunan 8 işçinin cesedi de otopsi yapılmak üzere Ermenek Devlet Hastanesi Morgu'na kaldırıldı. İşçilerin kimliklerinin DNA testi sonucu belirleneceği öğrenilmişti. 2 işçinin cesedi de 6 Kasım tarihinde çıkartılmıştı. 8 işçiyi arama çalışmaları ise sürüyor.

Ermenek İlçesi Pamuklu Köyü Cenne Mevkii'nde Has Şekerler Madencilik Şirketi'ne ait linyit ocağında 28 Ekim Salı günü işçilerin öğle yemeği molası sırasında eski kullanılmayan kömür ocağında biriken su bastı. Baskın sonucu o anda vardiya da olan 34 işçiden 18'i mahsur kaldı. Yapılan kurtarma çalışmaları üzerine 6 Kasım Perşembe günü ocağın 2'inci Başyukarı bölümünde Kerim Haznedar ve İsa Gözbaşı'nın cansız bedenine ulaşıldı. Aşağı Çağlar Köyü'nde oturan 2 işçinin cenazesi Madenci Şehitliği'ne dönüştürülecek olan mezarlıkta yana yana defnedildi.

AFAD eşliğinde yapılan kurtarma çalışmalarında dün öğle saatlerinde 4'üncü Başyukarı bölümünde 2 işçinin cansız bedenine ulaşıldı. İşçilerden birinin cesedi ocaktan çıkartılıp otopsi yapılmak için jandarma eşliğinde ambulansla Ermenek Devlet Hastanesi Morgu'na kaldırıldı. Diğer işçinin cesedinin çıkartılması çalışmaları sırasında aynı bölümde 6 işçinin daha cansız bedenine ulaşıldı. Bunun üzerine 7 işçinin cesedi gece yarısı ambulanslarla aynı hastanenin morguna kaldırıldı.

8 İŞÇİNİ KİMLİĞİ DNA TESTİ İLE BELİRLENECEK

Dün ve bugün gece yarası çıkartılan ve Ermenek Devlet Hastanesi Morgu'na kaldırılan toplam 8 işçinin kimliklerinin daha önceden 18 işçinin 24 yakınından alınan DNA örnekleriyle karşılaştırılacağı öğrenildi. DNA örneklerinin de Ankara'ya gönderilip karşılaştırmanın yapılacağı belirtildi.

8 İŞÇİYİ ARAMA ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR

Maden ocağında mahsur kalan 18 işçiden bugüne kadar 10 işçinin cansız bedenine ulaşılmasının ardından geriye kalan 8 işçiyi arama çalışmaları sürüyor.

5 KİŞİ TUTUKLANMIŞTI

Ermenek Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 6 Kasım Salı günü 2 işçinin cansız bedeninin bulunmasının ardından 8 kişi gözaltına alındı. Aralarında Has Şekerler Madencilik şirketi sahibi Saffet Uyar ve ruhsat sahibi Ermenek Cenne Linyit Kömür şirketi sahibi Abdullah Özbey'in de bulunduğu 5 kişi 'Birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet vermek' suçundan çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. 2'si kadın mühendis 1'si iş eğitim uzmanı 3 kişide tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı., Ermenek'ten Acı Haber Geldi (Video) habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

Dinleme Davasında Sıcak Gelişme

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Başbakanlığı döneminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çalışma ofisine "böcek" tabir edilen dinleme cihazı konulmasıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında 13 şüpheli hakkında "siyasi casusluk" suçundan iddianame düzenledi.

Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosu Cumhuriyet Savcısı Durak Çetin'in hazırladığı iddianame, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.

İddianamede şüphelilere "siyasi casusluk" suçlaması yöneltildi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan "müşteki" olarak gösterildi.

İddianamede, "şüpheliler" eski TÜBİTAK Yöneticisi Hasan Palaz ile Ali Özdoğan, Serhat Demir, Sedat Zavar, Ahmet Türer, Enes Çiğci, İlker Usta, Hurşit Gölbaşı, Seyit Saydam, İbrahim Sarı, Mehmet Yüksel, Zeki Bulut ve Harun Yavuz olarak gösterildi.

Mahkemenin, iddianameyi kabul için 15 gün süresi bulunuyor. Bu süre içinde iddianame reddedilmezse kabul edilmiş sayılıyor. İddianamenin kabulü halinde şüpheliler, TCK'nın "Siyasi ve askeri casusluk" başlıklı 328. maddesi uyarınca 15'er yıldan 20'şer yıla kadar hapis cezasıyla yargılanacak.

, Dinleme Davasında Sıcak Gelişme habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

Bahçeli'den Flaş Bedelli Açıklaması!


İşte konuşmasından satır başları:


Amerika'yı alan almış, satan satmış, bize ne!.. Amerika'nın keşfini bırak, işsizler ordusu için keşifler yap.

İnkarla gerçekler saptırabilir ama sonsuz olmaz.

Bedelli askerlikle ilgili talepler yeniden ülke gündemine girmiştir. Konu çok nazik ve hassastır. Bu düzenlemeye parti oalrak ilgisiz kalmadık ve lazım gelen desteğimizi esirgemedik.

Yapılan başvurular tahminlerin altında kalmıştır. Askerliğin bir bedeli yoktur. Bizim bedelli askerlikle ilgili olarak düşüncelerimiz değişmemiştir.Adaletsizliğin önüne geçmek lazım.

Bedelli askerlik de TSK belirleyici olmalıdır.

Parti olarak TSK'nın olumlu görüş almadan bedel 12 yıldır AKP iktidarı ile yaşadıklarımız pısırıklık halini almıştır. Türkiye ’nin ne bölgesinde ne de dünyanın herhangi bir yerindeki soruna karşın ülkemizin bağımsız karar verebilme hali kalmamıştır. Türkiye yabancı ülkelerin senaryolarını figüranlık yapmaktadır.

AKP bölgesel güç yumuşak güç gibi tanımlarla avunurken Türkiye geleceğini vahşi ve sömürgeci projelere bağlamıştır. AKP dış politikasını milli gerçeklerden soyutlamış milli hedeflerden arındırmış yabancı tekliflerin güdümüne sokmuştur. Başbakan Türkiye ’nin önünde kimse duramayacak demiş ancak cümle alemin önümüzü kestiğini görememiştir. Esad ’a karşı ABD ’yi ikna etmek için geceyi gündüze katan Başbakan ve hükümeti bize göre Türkiye ’nin çıkarlarını ikinci plana atmış demektir.

IŞİD bedenleri ikiye ayırmaktadır. Komşu coğrafyalarda cinayetler işlenmekte etrafımızda teröristler kol gezmektedir. Davutoğlu aynen Erdoğan gibi Esad ile yatmakta Esad ile kalkmaktadır. ABD ’nin politikasında değişim olmamasına rağmen bizi anladılar diyerek bile bile lades demektedir.

Davutoğlu Türkiye ’yi temsil etmek için mi ABD ’nin Suriye ’yi vurması için yalvarmaya mı gitmiştir. Esad teröristtir Esad zalimdir de IŞİD, PYD, PKK sevgi kelebekleri midir?

Sorun Esad değildir. Asıl sorun sömürgeciliğin yepyeni operasyonudur. Düne kadar Esad ile aile fotoğrafı çektirenler aklınız neredeydi. Esad ve babası 2011 martından önce kan dökmüyor muydu? Türkiye bu politikalarla daha fazla yönetilemeyecektir.i askerlik konusunun gündemden çıkarılmasını elzem gösteriyoruz.


, Bahçeli'den Flaş Bedelli Açıklaması! habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

Erdoğan Toplu Açılış Töreninde Konuştu

İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

Yarım milyar lira kaynakla Ankara ’ya eğitim tesislerini kazandırdık. Hükümetimize, bakanlığımıza şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Hayırseverlere özellikle teşekkür ediyorum.
Bu eğitim yuvaları hayırlı olsun.

12 yıl başbakanlık görevini yaparken Merkez İmam Hatip Lisesi olan çok sayıda arkadaşımız çalıştı. Şimdi ki görevimde de buradan mezun çok yakın çalışma arkadaşlarım bulunuyor.

Özel danışmanıma kadar, özel kalem müdürüme kadar bu okuldan mezun oldular. Bana buranın eski halini anlattılar. Bodrum katlarında, ışıksız nasıl eğitim gördüklerini anlattılar.

Nasıl çileler çektiklerini anlattılar. Diğer imam hatip okulları gibi burası da nice genç değerler yetiştirdi.

Biz bir kırılma noktası yaşadık. O günler gerçekten çok acıydı. Bir daha o günleri inşallah görmeyeceğiz. 28 Şubat ’ta İmam Hatip ’in orta okul bölümleri kapatıldı. Bir baba olarak bu acıyı çok iyi bilirim. Bu sıkıntıyı çekmemiş olanlar bunu anlamaz.

Adaletsizliği biz ortadan kaldırdık. Kat sayı adaletsizliğini ne son verdik.

"O ZULÜM SONA ERDİ"
4+4+4 kod numarası 444.. Başörtüsü yasağını kaldırdık. O zulüm de artık sona ermiş oldu.
İmam Hatip okullarının kapılarındaki kilitleri tek tek söktük attık.

"İMAM HATİP ÖĞRENCİ SAYISI 15 KAT ARTTI"
Öğrenci sayısı 15 kattan fazla arttı imam hatip liselerinde. Daha çok çalışacağız, hayırseverlerimiz talebi karşılamak için daha çok seferber olacaklar.
Başbakanlığım dönemimde milli bütçemizin yüzde 50 ’sini eğitime ayırdık. Kadro tahsislerinde birinci sırayı eğitime ayırdık.

"BİZ CUMARTESİ DE OKUYORDUK... ŞİMDİ CUMA GÜNÜ BİTİYOR İŞ"
Bu bizim nereden nereye geldiğimiz gösteriyor. Ben 75 kişilik bir sınıfta okudum. Ama o zamanlardaki öğretmenlerimizin kalitesi çok çok fazlaydı. Bu hocalarımızın büyük kısmı üniversitelere gittiler profesör oldular. Biz bu hocalarımızdan ilmi, feyzi, bereketi aldık.
Onlar bize çok şey kazandırdı. O hocalarımız da zaman kavramı yoktu. Biz cumartesi de okuyorduk. Şimdi Cuma günü bitiyor iş.

Çok çalışacağız, hocalarımızın da size olan himayesi, sizlere verecekleri ilim irfan sizleri çok farklı yerlere taşıyacak.
Bilgi yetmiyor, hikmete de ihtiyacımız var.

“BİR KIZIMIZ ARAYIP HIÇKIRA HIÇKIRA DERDİNİ ANLATTI”
Keşan ’da bir kızımız bana mektup vermek istedi. Yanıma çağırdım, mektubun içeriğini sordum. “Keşan ’daki imam hatip lisesi ihtiyaca cevap vermiyor” dedi. Ertesi gün bu kızımızı aradım. Hıçkıra hıçkıra derdini anlattı. Keşan ’da okulda çok büyük sıkıntı çektiklerini söyledi. “Keşan ’a 700 kişilik imam hatip yapsak yeter mi?” dedim. “O bile yetmez” dedi. Arazi tahsis edildi, orada da inşaat başlıyor.

Tüm imam hatip öğrencilerinden bir arzum, bir ricam var. Bir imam hatipli büyüğünüz olarak söylüyorum. 4 çocuğu da imam hatipte okuyan bir baba olarak söylüyorum. O eski günlerin gelmesine izin vermeyeceksiniz. Eski yaşananlardan ibret alacaksınız.

Çalışacaksınız, Avrupa ’da sürgün gibi okuyan büyüklerinizi unutmayın. Sizler ibreti aldınız, eski Türkiye ’ye dönüşe mahal vermeyeceksiniz. Uzun bir mücadele verdik, başörtüsünü yasakladılar sabrettik.

“SİLAH ALAN OLMADIK, ELİNE TAŞ ALAN OLMADIK”
Bugün özgürce okuyabiliyorsanız bu mücadelenin, sabrın payı var, alın teri var. Nice isimsiz kahramanlar Özal gibi, Erbakan gibi… Burada emekleri var.
Çok sayıda gönül arkadaşımızla bu mücadelenin içinde olduk. Demokratik mücadelen şaşmadık. Silah alan olmadık, eline taş alan olmadık. Onlara demokratik hak mücadelesinin ne olduğunu siz gençler öğreteceksiniz.

“İHANETE RAĞMEN HAKLI DAVAMIZDAN VAZGEÇMEDİK”
İçimizden gibi görünün, bizimle gibi görünenler bize ihanet ettiklerinde imam hatip okullarına gereksiz dediklerinde bile yılmadık. İhanete rağmen haklı davamızdan vazgeçmedik. Sizler bugün özgürce eğitim görüyorsanız nice gönül erbabının emeği vardır. 1994 yılında bizzat şahsım ve birçok arkadaşım belediye başkanlığına seçildik. İmam hatipliler olarak emanetin hakkını verdik.

“İMAM HATİP LİSESİ MEZUNU CUMHURBAŞKANI SEÇİLDİ”
28 Şubat sürecinde imam hatip adeta öcü gibi gösterildi. Son derece haksız ithamlara maruz bırakıldı.
Sonuçta ne oldu? Bir imam hatip lisesi mezunu bu memlekete Başbakan seçildi. Arkadaşlarım bakan oldu. İşte şimdi de yine bir imam hatip lisesi mezunu Cumhurbaşkanı seçildi.

“BAŞÖRTÜSÜNE UZANAN ELİ SİZLER GERİ İTECEKSİNİZ”
“Öcü” dedikleri, “gerici” dedikleri, “ölü yıkayıcı mı olacaksın, muhtar bile olmaz” dedikleri insan işte cumhurbaşkanı oldu.
2071 hedeflerimize ulaşmak için çok çalışacağız. Bu kutlu mücadele artık sizlerin sırtlarında ilerleyecek. Başörtüsüne, insan hakkına uzanan eli sizler geri iteceksiniz. Sizler mani olacaksınız.

Sizin yükünüz ağır. Sizin yolunuzda engeller var. Menzile ulaşacaksınız yürekten inanıyorum. Gençlerimiz arasında ciddi kötü alışkanlıklar yaygınlaşıyor. Sigaradan tutun da, uyuşturucuya kadar… Gönül dünyanıza bunları sokmamalısınız.

Gençliğe örnek verecek gençler olacağınıza inanıyorum. Biz imam hatip okullarının açılmasını nasıl savunduysak meslek liselerini de o kadar savunduk. 70 milyonun hakkını savunduk. Adaletimizin gereği budur. Talebi karşılamak için imam hatip açarken ondan daha fazla anaokulu açtık.

ABD ’Yİ MÜSLÜMANLAR KEŞFETTİ İDDİASI
Özgüvenli olacaksınız. Cumartesi günü çok önemli bir zirveye katıldım. 41 ülkeden 71 dini öndere hitap ettim. Bir şey söyledim;

Bu yeni bir iddia değil. Şu an Almanya ’da yaşayan Fuat Sezgin ’in eserlerinde de yerini almıştır. Bana ait olan bir iddia değil. Yazan konuşan ilim erbabından aldığım düşünceyle bunu orada ifade ettim.
Türkiye ’de ve dünyada çok sayıda ilim adamı bunu iddia ediyorlar.

Bu işin uzmanlarından önce bizim kendi gençliğimiz araştırmadan incelemeden buna itiraz etmeye başladılar. Koca koca adamlar da itiraz etmeye başladılar. köşe yazarları da itiraz ediyor. Çünkü bunlar. Bir Müslümanın bunu yapabileceğine inanmadılar. Karadan gemileri yürüttüğüne de inanmıyorlar. Taş üstüne taş koyamadılar bunlar. Kendi milletine inanmıyorlar. Kendi ilim insanlarının bilgileriyle alay edenler ancak kendilerini küçültürler

Açık açık söylüyorum. Bilim tarihi eğer tarafsız bir şekilde yazılsa Doğu ’nun katkısı ortaya çıkar. Ülkemin cumhurbaşkanı olarak başka medeniyetler karşısından ezik olmasını asla kabul edemem. Egemenler tarafından yazılan bir tarihin bizim özgüvenimizi kırmak için kullanılmasına izin veremem.

“KİM DEMİŞ 3. HAVALİMANI YAPILAMAYACAK DİYE”
Biz ezber bozmaya devam edeceğiz. Tarihin muzafferler egemenler tarafından değil, objektif şekilde yazılması için çalışmaya defam edeceğiz. Kanal İstanbul ’u da yapacağız. Marmaray ’ı da yapamazsınız dediler, Marmaray çalışıyor. 3. havalimanı yapılmayacak yazmaya başladılar. Kim demiş 3. Havalimanı yapılamayacak diye, herkes harıl harıl çalışıyor.
Bir sabırlı ol da! Biz büyük medeniyetler aşabiliriz, yeter ki tarihimize inanalım.

Dayatmalara itiraz eden bir nesli inşallah hep beraber yetiştireceğiz.
Adalet, özgürlük aşığı gençleri bu okullarda yetiştireceğiz inşallah.
Yeni Türkiye ’ye gönülden inanıyorum.


, Erdoğan Toplu Açılış Töreninde Konuştu habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

Taner Yıldız'ın Kızından Erdoğan'a Sürpriz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan eşi Emine Erdoğan ile birlikte Ankara'da Tevfik İleri Anadolu İmam Hatip Lisesi ’nin açılışını yaptı.

Bu okulda okuyan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ’ın kızı Habibe Yıldız, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Emine Erdoğan ile bir süre sohbet etti.

Bakan Yıldız'ın kızı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın adını eline her tarafına değişik şekillerde yazdı.

Bu durum karşısında şaşkınlığını gizleyemeyen Emine Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan sohbetin ardından Habibe Yıldız'ın elini öptü.








, Taner Yıldız'ın Kızından Erdoğan'a Sürpriz habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

Asansör Faciasında Mahkeme Kararını Verdi

 Mecidiyeköy'de 10 işçinin yaşamını yitirdiği asansör faciasında, Torunlar GYO'ya verilen ceza belli oldu. Torunlar Ali Sami Yen Stadyumu ’nun bulunduğu alanda yapımı halen devam eden rezidans inşaatında, geçen 6 Eylül cumartesi günü 19.30 ’da işçilerin bulunduğu asansör, 32 ’nci kattan zemine düştü.

Torun Center inşaatındaki bu kazada asansörde bulunan 10 işçi öldü. Kaza ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişlerinin başlattığı soruşturmada, 10 işçinin ölümünde 3 temel ihmal saptandı. Buna göre; kazaya asansörü en üstte durdurmaya yarayan bir yerde ’son nokta ’ olarak kabul edilen bölümde yer alan ’stoper ’ parçalarının takılmaması neden oldu. Raylardan bir bölümü çıkan asansörü, üzerindeki yükle taşıyamayan dişliler de kırıldı ve asansör 32 ’nci kattan zemine çakıldı. Bunun yanı sıra yine yük taşıyan asansörler ile işçileri taşıyanların ayrı olması gerektiği ancak burada ikisinin de bir arada olduğu ortaya çıktı. Ayrıca asansörü genellikle işe yeni başlayan acemi işçilerin kullandığı tespit edildi. Son kazada da asansörü kullanan operatör işçinin de, 5 gün önce çalışmaya başladığı için deneyimsiz olduğu belirlendi.

25 SANIK İÇİN DAVA AÇILDI

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturmayı tamamlarken, 4 ’ü tutuklu 25 sanık hakkında ’Taksirle ölüme sebebiyet vermek ’ suçundan iddianame hazırlandı. Hazırlanan iddianame, İstanbul ’daki 13 ’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. 25 sanık için, 22.5 ’ar yıla kadar hapis cezası istendi. Soruşturma kapsamında, Torunlar GYO Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Torun, Yunus Emre Torun, Mehmet Torun, Lütfü Vardı, Abdülvahit Kaplan, Tuncer Akarçay, Haluk Okur, Bektaş Ateş ve Özmen Özmenoğlu hakkında ’Taksirle 10 kişinin ölümüne sebebiyet vermek ’ ve ’Yargı görevini yapanı etkileme ’ suçundan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildi.

YENİ EKSİKLLİKLER ORTAYA ÇIKTI, 1 MİLYON 600 BİN TL ALINDI

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişleri, kazanın yanı sıra, firmadaki işçilerin durumlarına yönelik araştırma başlattı. Kısa süre önce tamamlanan bu araştırmada firmanın, 10 işçinin öldüğü asansör kazasındaki kusurlarının yanı sıra, işçi hakları konusundaki işlemleri de yine eksik yaptığı ortaya çıktı. Firmanın, işçilerin kıdem tazminatından, fazla mesailerine, fazla çalışma ücretlerinden, genel tatil günlerinde çalıştırılmalarına kadar bir dizi hak ihlali yaptığı saptandı. Belgelerdeki incelemelerde, bu şekilde 185 işçinin, haklarının verilmediği tespit edildi. Bunun üzerine, firmadan alacaklara karşılık toplam, 1 Milyon 600 Bin TL, tahsil edildi. Bakanlık yetkilileri de, bu paranın, işçilere dağıtıldığını söyledi., Asansör Faciasında Mahkeme Kararını Verdi habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

Yönetmen Memduh Ün Hastaneye Kaldırıldı

Bodrum ’da yaşamını sürdüren 95 yaşındaki ünlü yönetmen Memduh Ün rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı. Bodrum ’da özel bir hastaneye kaldırılan Ün ’ün durumun ’un iyi olduğu öğrenildi. Birkaç gündür hastane tedavi altında olan Ün ’ü hayat arkadaşı ünlü oyunca Fatma Girik ise bir an olsun yalnız bırakmadı.

"İDRARINDA ENFEKSİYON BULGULARINA RASTLANDI"


Hastane çıkışında gazetecilere kısa bir açıklama yapan Girik, Memduh Ün ’ün durumunun iyi olduğunu belirterek, “Memduh Bey, birkaç gündür tedavi altında. Rutin kontrol için getirdik. İdrarında enfeksiyon bulgularına rastlandı. Tedavi altında şu an serviste yatıyor. Ben de köpeklerimi veterinere götürdüm. Köpekleri eve bırakıp hastaneye döneceğim” dedi

Açıklamanın ardında otomobiline binen Girik, bakıcısı ve köpekleri ile birlikte hastaneden ayrıldı.
, Yönetmen Memduh Ün Hastaneye Kaldırıldı habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

Maratonda Kazanan Belli Oldu!

Türkiye'de düzenlenen en önemli spor organizasyonlarından olan 36. Vodafone İstanbul Maratonu'nun en büyük koşusu olan 42 kilometre 195 metrelik maraton, Boğaziçi Köprüsü gişelerinin yaklaşık 300 metre gerisinden, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın saat 09.00'da verdiği startla başladı.

Start noktasında Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Göksel Gümüşdağ, İstanbul Spor Etkinlikleri ve İşletmeciliği AŞ (Spor AŞ) Genel Müdürü İsmail Özbayraktar ile milletvekilleri ve bazı ilçe belediye başkanları da yer aldı.

Boğaziçi Köprüsü gişelerinin yaklaşık 300 metre gerisinden başlayan ve Sultanahmet Meydanı'nda sona eren 42 kilometre 195 metrelik maratonda Faslı atlet Hafid Chani, 2.11.53'lük derecesiyle ilk sırayı elde etti. Maratonda ilk kez Faslı bir sporcu birinciliğe ulaştı.

Yarışta, Etiyopyalı Gebo Burka 2.12.23 ile ikinciliği, Kenyalı Michael Kiprop ise 2.12.39'lik derecesiyle üçüncülüğü elde etti.

Hafid Chani, yarış sonrası yaptığı açıklamada, maratonu ilk sırada bitirdiği için mutlu olduğunu söyledi. İkinci olan Burka, son bölümde ayağında sıkıntı yaşadığını ve zorlandığını ifade ederken, üçüncü Kiprop ise sonuçtan mutluluk duyduğunu ve İstanbul'da ilk kez yarıştığını kaydetti.

KADINLARDA ZAFER GOBENA'NIN

36. Vodafone İstanbul Maratonu'nda kadınlarda ise Etiyopyalı atlet Amane Gobena birinci oldu.

Boğaziçi Köprüsü gişelerinin yaklaşık 300 metre gerisinden başlayan ve Sultanahmet Meydanı'nda sona eren 42 kilometre 195 metrelik maratonda Etiyopyalı Gobena, 2.28.46'lık derecesiyle ilk sırayı elde etti.

Yarışta, Etiyopyalı Salomie Getnet, 2.30.36 ile ikinci, Ukraynalı Olena Burkovska 2.31.30'luk derecesiyle üçüncü geldi.

Türk sporculardan Elvan Abeylegesse 2.32.15 ile beşinci, Ümmü Kiraz ise 2.32.52'lik derecesiyle altıncı sırada bitiş noktasına ulaştı.

118 ÜLKEDEN 25 BİNE YAKIN ATLET


36. Vodafone İstanbul Maratonu'na bu yıl 118 ülkeden sporcular kayıt yaptırdı.

Maraton, 15 ve 10 kilometre koşulara 25 bine yakın atletin katıldığı belirtildi.

Maratonu kazanacak kadın ve erkek sporcular 50'şer bin dolar para ödülünün sahibi olacak. Bu yarışta ikincilere 25'er, üçüncülere 15'er, dördüncülere 10'ar, beşincilere 8'er bin dolar ödül verilecek. Koşuda Türk sporcular arasında ilk sırada yer alacak atletler 20'şer bin dolar para ödülü kazanacak. Bu kategoride ikinci Türk atletler 10'ar bin ve üçüncüler de 5'er bin dolar alacak.

YARIŞMADA DERECEYE GİRENLERİN ÖDÜLLERİ TÖRENLE VERİLDİ

Yarışların sona erdiği Sultanahmet Meydanı'nda yapılan törende maraton ile tekerlekli sandalye kategorilerinde erkekler ve kadınlarda dereceye girenlere ödülleri verildi.

Sporculara ödüllerini İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, AK Parti İstanbul Milletvekili Osman Aşkın Bak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Göksel Gümüşdağ, Türkiye Atletizm Federasyonu Başkanı Fatih Çintimar, İstanbul Spor Etkinlikleri ve İşletmeciliği AŞ (Spor AŞ) Genel Müdürü İsmail Özbayraktar, İstanbul Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü İbrahim İlhami Koç, Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkanı Gökhan Öğüt, Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Ender Buruk ile Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfedarasyonu Başkanı Ali Düşmez verdi.

Tören, dereceye giren sporcuların hatıra fotoğrafı çektirmesiyle sona erdi.

, Maratonda Kazanan Belli Oldu! habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

'Amerika'yı Müslümanlar Keşfetti'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "I. Latin Amerika Ülkeleri Müslüman Dini Liderler Zirvesi Kapanış Toplantısı"nda konuştu.

Erdoğan, "Halep'i neden konuşmuyoruz da Kobani? Mesele başka, dert başka. Üst akıl başka hesapların içinde. Bunun üzerinde durmamız gerekiyor. Sinsice planlar yapılıyor. Bu planların üzerinde durmamız gerekiyor. Kobani için dünyayı ayağa kaldıranların Halep için zerre kadar kaygı duymadıklarını görüyoruz. Söz konusu Müslüman olunca hukuk ortadan kalkıyor, demokrasi ortadan kalkıyor, evrensel değerler, Avrupa değerleri, Batılı değerler, insani, vicdani değerler ortadan kalkıyor" dedi.

Erdoğan, "Barışın dinini, İslam'ı, kendi kirli terör örgütlerine cinayet şebekelerine isim olarak verenlerin, İslam'ın hizmetinde
olduklarını, Kur'an ve Sünnetin yolunda olduklarını kim söyleyebilir? Başka ülkelerin ve odakların çıkarları adına vatanlarına ve Müslümanlara ihanet edenlerin, İslam'a hürmet içinde olduklarını, hizmet gönüllüsü olduklarını kim iddia edebilir" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Amerika kıtasını Kristof Kolomb ’un değil, Müslümanların keşfettiğini de kaydetti. "Amerika ’yı Kolomb değil 1178 ’de Müslümanlar keşfetti" diyen Erdoğan, "Kristof Kolomb anılarında, Amerika kıtasında dağın tepesinde gördüğü bir camiden bahseder. Kristof Kolomb ’un bahsettiği Küba ’daki o dağın tepesine bir cami yakışır" dedi.
, 'Amerika'yı Müslümanlar Keşfetti' habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

'Kaldırırlarsa Kaldırsınlar!'

Antalya'da Konyaaltı Sanayici ve İşadamları Derneği'nin Rixos Downtown Otel'deki toplantısından sonra gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, TBMM Adalet Komisyonu'nda Yargıtay'da 1 Eylül'de adli yıl açılış töreni yapılmasının kaldırılmasını eleştirdi. Feyzioğlu, bu konuda şunları söyledi:

"Adli yıl açılışını isterlerse kaldırsınlar. Bu ne kadar tahammülsüz, önerilere bile tamamen kapalı bir mutlak iktidar anlayışına gelindiğini gösteriyor. Kaldırırlarsa kaldırsınlar. Biz de milletimizle birlikte Anıtkabir'de yaparız. Oradan da bir stadyuma geçer, konuşmalarımızı da orada yaparız. Anıtkabir'e de kendilerini davet ederiz. Söylene söylene mecburiyetten gelmezler. Eğer gelirlerse bu defa gerçekten milletin temsilcisi olan avukatları görmeye gelirler. Törenimizi kendimiz yaparız. Türkiye'nin her yerinden gelen avukatlarımızla birlikte yaparız, çok da güzel ihtişamlı bir tören olur.", 'Kaldırırlarsa Kaldırsınlar!' habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

Diyarbakır Valiliği'nden Önemli Karar

Valilikten yapılan yazılı açıklamada, Diyarbakır sınırları içerisinde şahsa ve mal varlığına karşı işlenen suçlarda kullanılan ve 6136 sayılı kanun kapsamına girmeyen her türlü kesici, delici ve bereleyici aletler veya özel amaçlarla imal edilen bıçakların ve benzeri aletlerin kişi üzerinde, araçlarında ve çantalarında maksat dışı taşınmasının yasaklanması kararı alındığı bildirildi.

Karara uymayanlar hakkında idari para cezası uygulanacağı aktarılan açıklamada, kararla kentin kamu düzenini, genel asayiş ve güvenliğini önemli derecede, doğrudan etkileyen kelebek, sallama tabir edilen, özel amaçlarla imal edilen bıçaklar ve benzeri aletlerin maksat dışı kişi üzerinde ve araçlarında taşınması sonucu şahsa ve mal varlığına karşı işlenen suçların önlenmesinin amaçlandığı belirtildi.

Kararın 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 11/C maddesi, Ateşli Silahlar ve Bıçaklar, Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 54. maddesi ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 4/1 ve 32. maddesi hükümlerine dayanılarak hazırlandığı aktarılan açıklamada, 6136 sayılı kanun kapsamına girmeyen kasap bıçağı, ekmek bıçağı, sırtı testere dişli av bıçağı, tek veya iki yüzü keskin olarak özel amaçlarla imal edilen bıçaklar ile "kelebek" diye tabir edilen bıçakların ve benzeri aletlerin kent sınırları içerisinde kesici, delici, bereleyici alet ve bıçakların 2521 sayılı kanun hükümlerine göre ve belediyelerce ruhsatlandırılan işyerleri dışında satışı ve sergilenmesinin yasaklandığı kaydedildi.

Açıklamada, şunlara yer verildi:

"Kesici, delici, bereleyici alet ve bıçakların 18 yaşından küçükler tarafından satın alınması ve bunlara satılması yasaktır. Kişinin kesici, delici, bereleyici alet ve bıçakları park, meydan, cadde, sokak, okul içi, okul önü, okul bahçesi ve çevresi, pazar yerleri, alışveriş merkezleri ve yerleri, umuma açık istirahat ve eğlence yerleri, toplu taşıma araçları, tüzel kişilere ait lokal ve benzeri yerler, açık ve kapalı yer toplantıları ile miting ve yürüyüşlerde üzerilerinde, çantalarında, araçlarında bulundurmaları veya taşımaları yasaktır. Kararlara riayet etmeyen 15 yaşını doldurmuş kişiler hakkında idari para cezası uygulanır. Bu cezayı uygulamaya kolluk kuvveti yetkilidir.", Diyarbakır Valiliği'nden Önemli Karar habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

Çuval Eylemcileri Serbest

ABD askerlerinin başına çuval geçirme eylemine katıldıkları gerekçesiyle gözaltına alına 12 kişi savcılık sorgusuna gerek görülmeden serbest bırakıldı

ABD: ÇUVAL EYLEMİ ÇİRKİN VE RAHATSIZ EDİCİ

ABD, İstanbul'da bir grubun Amerikan askerlerinin başına çuval geçirmesini kınayarak, eylemi çirkin ve rahatsız edici olarak nitelendirdi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüzü Jen Psaki, başkent Washington'da düzenlediği basın toplantısında, İstanbul'da demirleyen USS Ross adlı geminin askerlerine yönelik saldırıdan derin rahatsızlık duyduklarını söyledi. ABD donanmasına bağlı USS Ross gemisinin, ABD ile Türkiye arasındaki uzun süreli işbirliği ve dostluğun bir göstergesi olarak İstanbul'u ziyaret ettiğini belirten Psaki, "Barışçıl eylem hakkını desteklerken, bu olay barışçıl protesto çizgisini aşarak şiddete ve tehdide dönüşmüştür. ABD'li ve Türk otoriteleriyle olayı araştırıyor" şeklinde konuştu.

Psaki, “Eylemin Türkiye'deki Amerikan karşıtlığı trendinin bir parçası mı olarak görüyorsunuz" sorusuna verdiği yanıtta, şu anda yalın olarak bu eyleme ilişkin konuştuğunu belirterek, "Türkiye önemli bir NATO müttefiki olmayı sürdürüyor. Onlarla birçok konuda yakın çalışma içerisindeyiz" dedi.

EYLEM DÜN GERÇEKLEŞTİ

Karadeniz ’de yapılan NATO tatbikatından dönen ve dört gündür İstanbul Sarayburnu ’nda bağlı bulunan 71 bordo numaralı USS ROSS adlı ABD savaş gemisinin askerlerinin başına Türkiye Gençlik Birliği (TGB) üyeleri çuval geçirdi.

Dün sabah saatlerinde Eminönü ’nde gerçekleşen eylemde TGB ’liler 3 Amerikan askerinin başına çuvalı, “Yanke Go Home”, “Kahrolsun Amerikan emperyalizmi” sloganlarıyla geçirerek üzerlerine kırmızı boya attı. TGB ’liler çuval geçirme eylemi sırasında Amerikan askerlerine İngilizce “ABD ordusunun bir üyesi olduğunuzu az önce beyan ettiniz. Sizleri katil olarak tanımlıyoruz. Topraklarımızdan defolup gitmenizi istiyoruz ve şimdi sizi protesto hakkımızı kullanıyoruz” ifadelerini kullandı. Bunun üzerine Amerikan askerleri de “Tamam gidiyoruz” dedi.

4 Temmuz 2003 ’te Irak'ın Süleymaniye kentinde Amerikan askerleri, Özel Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı subayların bulunduğu karargaha baskın düzenlenmiş ve Türk askerlerini başına çuval geçirerek gözaltına almış ve sorgulanmak üzere Bağdat ’a götürülmüşlerdi.
, Çuval Eylemcileri Serbest habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

THREE. Köprünün Açılış Tarihi Belli Oldu

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, TRT Haber'de yayınlanan "3 Gün" programında 3. köprü ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Elvan'ın konuşmasından satır başları ise şöyle:

"Uzay ajansı ile ilgili kanun tasarımız hazır. "Şu anda 4B uydusunu fırlatmak için bekliyoruz. "Türkiye'de uydu fırlatma merkezi kurma hedefimiz var.

KÖPRÜNÜN AÇILIŞ TARİHİNİ VERDİ

Günde 1 buçuk milyon insan kıtalar arası seyahat ediyor. İstanbul'un özellikle ulaşım altyapısının geliştirilmesi için önemli projeler var. Biz İstanbul'un trafik sorununu kökünden çözmek istiyoruz. İstanbul'u çok iyi analiz ettik ve bu noktada ciddi çalışmalarımız oldu. Önümüzdeki aylarda İstanbul'a yönelik mega projeleri açıklayacağız. Yavuz Sultan Selim köprümüzü 29 Ekim 2015 tarihinde açacağız.", 3. Köprünün Açılış Tarihi Belli Oldu habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

Lise Öğrencisi 3 Kız Kayıp

Aile ve jandarma ekipleri öğrenciler için arama çalışması başlatırken, kızların bulunması için belediye de ananos yapıyor.

Olay dün Başkale'ye 40 kilometre uzaklıkta bulunan Yukarı Dikmen Köyü Tandoğan Mezrası'nda meydana geldi. Taşımalı eğitim sistemiyle Başkale Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde okuyan 10'uncu sınıf öğrencileri 16 yaşındaki Dilan B., ve Funda K., ile 9. sınıf öğrencisi 15 yaşındaki Münevver B., saat 13.30 sıralarında okuldan çıkarak köye gitti. Daha sonra saat 15.30 sıralarında ise, kursa gideceğiz diyerek evlerinden çıkan 3 kız akşam olunca evlerine dönmedi.

Kızlarının evine dönmediğini gören aileler önce kızlarının arkadaşlarını ve gidebilecekleri yerleri aradı. Fakat kızlardan haber alamayan aileler durumu Çamlık Jandarma Karakol Komutanlığı'na bildirdi. Jandarma ekipleri öğrenciler için arama çalışması başlatırken, kayıp kızların aileleri de ekiplerle birlikte çalışmaya katılıyor. Bu arada Başkale Belediyesi kaybolan kızlar için anons yaptı.

AİLESİ NEHİR'İ BULANA 50 BİN TL ÖDÜL VERECEK

Öteyandan Van ’ın Gürpınar İlçesi Kırkgeçit Mahallesi ’nde 16 gün önce evinin önünde oynarken bir anda kaybolan 4 yaşındaki Nehir Aslan ’dan hala haber alınamazken, ailesi Nehir ’i bulana ve ondan bir haber getirene 50 bin TL ödül vereceğini söyledi.

Gürpınar ’a 40 kilometre uzaklıktaki Kırkgeçit Mahallesi ’nde 16 gün önce evinin önünde oynarken ortadan kaybolan 4 yaşındaki Nehir Aslan günlerce asker, AFAD ve UMKE ekipleri tarafından arazide arandı. Jandarmanın kriminal laboratuvarı birçok örnek alarak değerlendirmesini yaparken, Nehir ’e de hala ulaşılamadı. Tüm çabalara rağmen Nehir ’den hiç bir haber alamayan aile Nehir ’i bulanı parayla ödüllendireceklerini açıkladı.

"CEKETİMİ SATARIM"

Kızının para için kaçırılmış olabileceği üzerinde durduğunu belirten baba Erkan Aslan, Nehir için her şeyini verebileceğini söyledi. Aslan, "Aile büyüklerimizle oturup bunu konuştuk. Ben neye mal olursa olsun kızımın bulunmasını istiyorum. Son çare olarak kızımın bulunması için para teklif etmeyi uygun gördüm. Çünkü bizim köyümüze yabancı insanlar seyyar satıcılar gelir giderlerdi. Bunlar kızımı para için kaçırmış olabilir. Bu parayı her şartta bulurum. Arazilerim ve koyunlarım var. Bunlar yetmezse ceketimi satar 50 bin TL ’yi bir araya getirir kendilerine veririm. Tek umudum bu kaldı" dedi., Lise Öğrencisi 3 Kız Kayıp habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

Bakan, Maden Faciasındaki Asıl Suçluyu Açıkladı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız, Hazar Strateji Enstitüsü (HASEN) 2'inci yıl programına katıldı. Bakan Yıldız, programda gazetecilerin sorularını da cevapladı. Bir gazetecinin, Karaman Ermenek'teki son durumun ne olduğunu ve maden sahibinin devlete yönelik suçlamalarıyla ilgili sorduğu soruya Yıldız, dün Ermenek ile ilgili Bakanlar Kurulu'na başta Başbakan Ahmet Davutoğlu olmak üzere bilgilendirme yapıldığını belirterek, '3 boyutlu bir kurguyla beraber bunu anlatmamızın daha doğru olacağı kanaatine vardık. Bütün projeler aynı netlikte anlaşılamayabiliyor. Yeryüzüne göre ne kadar derinlikte hangi eğimlerde gözümüzde canlandırabileceğimiz bir yapı içerisinde bunu anlattık. Kazanın muhtemel oluş gerekçeleri, içinde çalışanların o anki durumları gibi bir kısım bilgileri de verdik. Hem sabah hem belirli saatlerde gecede olmak üzere oradaki genel müdürümüzden ve AFAD'tan bilgiler alıyorum. Şuanda son dönemeç dediğimiz noktasına 325.metreye gelinmiş durumda. Nefeslik kısmından da yaklaşık 17 metre daha ilerlendi. Tahkimattaki bir kısım bozulmaların ve yerdeki kömürle karışık çamurun olduğunu bir kez daha arkadaşlarım teyit ettiler' diye konuştu.

'HER AÇILAN METREDE VE HER İLERLEDİĞİMİZ NOKTADA ORADAKİ İŞÇİ KARDEŞLERİMİZLE KARŞILAŞABİLİRİZ'

24 saat kesintisiz olarak oradaki işçilere ulaşmayla ilgili çalışmaların devam ettiğini bildiren Yıldız, şunları kaydetti:

'Her açılan metrede ve her ilerlediğimiz noktada oradaki işçi kardeşlerimizle karşılaşabiliriz. Ama suyun hareketlerinin onları nerelere kadar taşıyabileceğini anca ulaştıktan sonra söyleyebileceğiz. Adli soruşturmalar ve idari soruşturmalar devam ediyor. Şuanda ben başından beri söylediğim, burası bir doğal afet değilse ki öyle, doğal afet değil. O zaman bir kusur vardır. Bu kusur kimden kaynaklanıyor olursa olsun. Orada 18 tane canımız gitti. 18 işçi kardeşimiz gitti. Kimden kaynaklanıyor olursa da olsun ben bunu mesai arkadaşlarımla konuştuğumda onlarda aynı şeyleri düşündüklerini söylediler. Biz burada önemli bir noktaya itina göstermemiz lazım. Suçlu insanların korunmaması ne kadar önemliyse, suçsuz insanların korunması da bir o kadar önemli. Adalet dediğimiz konu da budur zaten. O yüzden bunun kamu ve özel sektör ayrımı olmaz. Ben o ne dedi çok iyi bilmem ama maden sahibi, bizim önceki projelerle şuan ki işletme projelerini üst üste örtüştürdüğümüzde bir noktada 6 ile 7 metre civarında yaklaştıklarını gördük. Bu kabul edilemez bir hatadır. Orada bu kadar yaklaşma mesafesi hiçbir madencinin kabul edebileceği bir konu değildir. Bu hataya kimler ortaksa onlar cezasını çekmelidirler."

'BU KARARA KİMLER ORTAK OLDUYSA ONLAR SUÇLUDUR'

Başsavcılığın yürüttüğü adli soruşturma devam ederken idari soruşturmanın da devam ettiğini yineleyen Bakan Yıldız, 'Bir ayrıntıyı daha vermek isterim burada farklı olarak. O da 2015 yılındaki iş programının bir kısmına 2014'te başlamış olmasından kaynaklanan bazı hatalar olduğunu gördük. Teftiş kendisine verilen beyan üzerinden denetimlerini yapıyor. O yüzden gerek oraya denetlemeye giden arkadaşlar gerekse oradaki çalışma pozisyonları durumları neyse onların teyitlerini bir kez daha yaptırtacağız ama şu kesin ki eski galeri ile yeni galerinin arasındaki yaklaşma mesafesi 6 ile 7 metreye kadar inmiş durumda. Asıl hatanın kaynaklandığı nokta orasıdır. Bu karara kimler ortak olduysa onlar suçludurlar' ifadelerini kullandı.

ARAMA ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR

Ermenek'teki madende mahsur kalan 16 işçiyi arama çalışmaları, 482 arama kurtarma personelinin çalışmasıyla devam ediyor.  482 arama kurtarma personeli, 8'er saatlik üç vardiya halinde çalışıyor. Madenin en dip noktasına ulaşmak için son 24 saatte 3 metre ilerlenebildi. "Desandre" bölümündeki dip noktaya 1,5 metre mesafe kaldı.

Nefeslik bölümündeyse 24 saatte 19 metre ilerleme kaydedildi. İki bölüm arasında hava bağlantısı da sağlandı ancak işcilere ulaşılamadı.

Cumartesi günü iki işçinin cenazesine, yemek yenilen yere yakın bir noktada ulaşılmıştı. Yürütülen soruşturmada ise aralarında maden işletmecisi ve ruhsat sahibinin de bulunduğu 5 kişi tutuklanmıştı.

, Bakan, Maden Faciasındaki Asıl Suçluyu Açıkladı habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

Kaçak Et Operasyonunda 8 Gözaltı

Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü ekiplerinin, bin 44 ton kaçak kırmızı etin yurt içine sokulduğunun tespit edildiği operasyona ilişkin soruşturmasında, aralarında firma sahipleri ve yetkilendirilmiş gümrük müşavirlerinin de bulunduğu 8 kişi gözaltına alındı.

İşlemleri tamamlanan şüpheliler, adliyeye sevk edildi.Bu arada, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Orta Akdeniz Bölge Müdürlüğü ekipleri, soruşturmaya konu et depolama işlemi yapan 4 antrepodaki sayımda, 2 antrepoda usulsüzlük tespit etti.

Mühürlenen 2 antrepoda ekiplerin incelemelerinde gizli bölmelerin olduğu ve kontrol sırasında yurda kaçak sokulacak malların bu depolarda saklandığı tespit edildi. Kırmızı et yerine transit sevkıyatta kullanılacak tavuk etlerinin kırmızıya boyandığı, antrepoların güvenlik kamerası kayıtlarının silindiği de belirlendi. Soruşturma kapsamında 2 antrepo ile buraları kullanan 7 firmanın tüm kayıtları detaylı incelemeye alındı.

SONUNA KADAR GİDİLECEK

Orta Akdeniz Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü Murat Kahraman, yaptığı açıklamada, yurt dışına transit gönderilmesi gereken etlerin yurt içinde bırakıldığına ilişkin iddialara yönelik Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli'nin bilgisi dahilinde ekim ayı başından itibaren soruşturma yürüttüklerini söyledi.

Bakan Canikli'nin, yüksek vergili ürünlere yönelik tam tespit yapılması talimatı verdiğini hatırlatan Kahraman, kırmızı etlerin, antrepolardan Habur ve Cilvegözü Sınır kapılarına transit gönderilmesini takibe aldıklarını bildirdi.

Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü ile Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin de çalışma yürüttüğünü aktaran Kahraman, bütün antrepolarda mal sayımı yaptıklarını ifade etti.

Kahraman, bir antrepoda ciddi eksik olduğunu tespit ettiklerini belirterek, şu bilgileri verdi:

"Çok ilginç bir durumla da karşılaştık. Kutular içeride o kadar profesyonelce kolilenmiş ki giden arkadaşlarımız önce kutuları saydıklarında içinde kırmızı et olduğu hissine kapılmışlar. Daha sonra bazı kutuların boş olduğu görülünce diğerlerinin de içine bakmışlar. Bu sırada Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü'ndeki veterinerlerden yardım istemişler. Kutular açılıp bakıldığında kırmızı et süsü verilmiş, ona benzeyen tavuk etleri, kırıntıları ve tavuk kıymaları çıkıyor içinden. Ondan sonra çok ciddi bir sayıma geçildi. Neticede antrepoda olması gereken bin 44 ton etin yerine tavuk kırıntısı ve kıyması konulduğu görüldü."

Kahraman, bunun üzerine ciddi incelemeye geçildiğini ifade ederek, "Cumhuriyet savcılığınca soruşturma yürütülüyor. Kimler bu işin içindeyse sonuna kadar gidilecek. Adli kolluk birimlerimiz bu işin peşini bırakmayacak" dedi.

KIRMIZI ET GİRİŞİ YASAKLANDI

Kahraman, soruşturmanın sağlıklı yürütülmesi için gerekli önlemleri de aldıklarına dikkati çekerek, "Bölge müdürlüğü olarak soruşturma bitene kadar antrepolara kırmızı et sokulmasını yasakladık. Antrepolarda ne kadar değerli, yüksek vergili ürün varsa tüm arkadaşlarla bunları sayıyoruz. Fiziki tam tespit yapıyoruz" diye konuştu.

Kahraman, antrepoların lojistik zincirin bir halkası olduğunu, Mersin'de 62 A tipi, 22 C tipi antrepo bulunduğunu bildirdi.

Bunların içinde düzgün çalışanların olduğunu ve haklarının yenmemesi gerektiğini vurgulayan Kahraman, suistimal edenlere taviz verilmeyeceğinin altını çizdi.

Kaçak etlerin nerelere gönderildiğinin tespit edileceğini belirten Kahraman, "Bu etler Türkiye'ye girerken sağlık kontrolünden geçiriliyor. Sertifikaları var. Bunların sağlıksız etler olduğunu düşünmüyoruz. Vergiden kaçırmak için yapılmış bir kaçakçılık olduğunu düşünüyoruz" dedi.

Kahraman, antrepolardaki sayımın sürdüğünü ancak kaçak kırmızı et rakamının artmasının şimdilik beklenmediğini sözlerine ekledi.

Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, Mersin Gümrüğü'nde düzenlenen operasyonda bin 44 ton kaçak kırmızı etin yurt içine sokulduğunun tespit edildiğini, olayla ilgili 11 kişinin savcılıkça adli kontrol kararıyla serbest bırakıldığını bildirmişti.

"OLAYA KARIŞAN GÜMRÜK ELEMANI YOK"

Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, Mersin'de kaçak kırmızı et operasyonu konusunda, "Olaya karışan Gümrük elemanı olmadığını, yetkilendirilmiş gümrük müşavirleri, antrepo ve ithalatçı firmaların işin içinde olduğunu" söyledi.

Canikli, Meclis ’te AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, kaçak et konusunda kesin tespitin bin 40 ton olduğunu ve devamının da olacağını tahmin ettiklerini söyledi. "Bütün kaynaklara girdik, bugün sayımlar yapılıyor Türkiye'nin her yerinde. Başka mallara da girdik” diyen Canikli, et dışında başka hangi ürün olduğu sorularına, “Onları şimdi söyleyemem, sonuçlansın ondan sonra” karşılığını verdi.

Kaçak etle ilgili organizasyonunun tek bir firma olmadığını belirten Canikli, şöyle konuştu:

“Bir ekip, bir firma değil. Hepsini çıkardık. Onların diğer işlemlerine de giriyoruz. Onların ortak olduğu diğer antrepolara ve ortak olduğu başka şirketlere giriyoruz. Hepsine birden giriyoruz. Bu firma, yılbaşından bugüne kadar 2 bin 459 ton et getirmiş, transit kapsamında çıkardım diyor. Bin 40 ’ını tespit ettik, kaçak olduğunu ama diğerlerini çıkarıp çıkarmadığını bilmiyoruz tabii, tespit etmeye çalışıyoruz. Çünkü bizim 9 Ekim ’deki talimatımızdan önce bunlar sarı hattan geçiyorlardı, kontrol edilmeksizin. Sistem böyle… Biz ihbar üzerine bunların hepsinin giriş ve çıkışta tam tespitlerinin yapılması talimatını verdik. Kırmızı eti içeride satıyor, onun yerine kırpıntı tavuğu çıkaramıyor. Çıkışta hepsi indirilip sayıldığı için tavuk olduğu anlaşılacaktı, çıkarılamadı. Dolayısıyla rakamlar şişti. Öyle tespit ettik zaten. Rakamlar şişince, aramaya girdik, onun üzerine ortaya çıktı. Şimdi kıstırdık hepsini. Bu şekilde yapanların hepsi kıstırılmış durumda. Çünkü karşılığını çıkaramıyorlar. Karşılığında aynı miktar, aynı ağırlıkta başka mal çıkarması gerekiyor. Canlı hayvan yok. Tahlilde şu an, orada ne var bilmiyoruz. Yani içeriye sallanan kırmızı et miktarı kadar kırpıntı tavuk yakaladık. Yaklaşık bin ton. Onları tahlile gönderdik, içinde ne var tam olarak bilemiyoruz. Kırpıntı tavuk gözüküyor ilk bakışta. Ama tam analizi için tahlile gönderdik. Esas kırmızı et pahalı olduğu için içeriye sallanıyor, üzerinde yüzde 225 vergi var. Çok kaliteli, en pahalı etmiş, onu tespit ettik. Biz hatta 28 milyon lira piyasa fiyatı derken ortalama o fiyattan almıştık. Fiyat daha yüksek aslında. 40-50 lira olduğu söyleniyor. Piyasa değerinin 40 milyon liranın üzerinde."

Canikli, kayıtlarında transit olarak gözüken bütün mal grupları için şu anda tespit yaptırdıklarını kaydederek, “Kaçak eti yapan tek şirket mi?” sorusuna, “Hayır. Tek şirketle olmaz ki…Şahısları, şirket ortaklarıyla ilgili şu anda açıklama yapamam. Getiren şirket var, yetkilendirilmiş gümrük müşavirliğiyle ilgili şirket var, antrepoyu işleten şirket var. Yurt dışında şirket var. En az üç şirket var, onların ortakları, yabancı ortaklar var. Bağlantılı başka şirketler var. Hepsinin üzerine gidiyoruz. Onların iş yaptığı başka şirketler, bu antrepoları işletenlerin başka antrepoları…" dedi.

"İHBAR BANA GELDİ..."

Canikli, ihbarın nasıl geldiği sorusuna, “İhbar bana direk geldi, Ekim ayının başlarında. Dört malla ilgili bu şekildeki yöntemle kaçakçılık yapıldığı şeklinde. Ama somut olarak herhangi bir yer söylenmiyor. Kırmızı et, alkol, tütün ve çayda transit olarak beyan edildiği fakat Türkiye ’ye sokulduğu ve yerine başka malların çıkarıldığı şeklinde bir ihbar vardı. Eğer bir ihbar şikayet şüphe yoksa aranmıyor, sarı hattan geçiyor. Eğer gümrük vergisi yüksek olan malı içeriye salladığında karşılığında değersiz bir şeyi de yurtdışına çıkarması lazım ki... Bu örnekte tavuk kırpıntısı. Biz de bunların çıkışlarını engellemek amacıyla tüm gümrüklere ayın 9 ’unda bir talimat geçtik, 'dört grup malla ilgili transit ticaret kapsamında gelen ve çıkanların fiilen tespitini yapacaksınız, indireceksiniz, gerçekten o mal mı olduğuna bakacaksınız.' Bu talimattan sonra bunlar kırmızı eti içeriye salladılar, karşılığında tavukları çıkaramadılar. Çıkarsa tavuklar tırlardan indirilecek, belli olacak ve tespit edilecek. 9 Ekim'den beri çıkaramadılar. Kayıtlarda kırmızı et rakamları şişti. Bu dikkatimizi çekince aramaya girdik” diye konuştu.

Olaya gümrük elemanlarının karıştığına dair bir tespit olmadığını kaydeden Canikli, "Bu olay çok büyük. Buna rağmen Gümrük'ten hiçbir eleman karışmadı. Buna yönelik tespit yok. Yetkilendirilmiş gümrük müşavirleri var, antrepo ve ithalatçı firmalar var" bilgisini verdi.

"185 İSTİHBARAT ELEMANI EĞİTİYORUZ"


Canikli, gümrük işlemlerinin hızlandırılması ve denetlenmesini içeren büyük bir proje yürütüldüğünü, önemli mesafe alındığını belirterek, "Bizde İstihbarat Daire Başkanlığı var ama bir tane istihbarat elemanı yok. Şu an 185 istihbarat elemanı eğitiyoruz. Her yere hatta içeriye de gönderilecek. Emniyet ile birlikte istihbarat eğitimi aldırıyoruz. Bunları gümrüklere, ticaretin yapıldığı ve antrepoların olduğu yerlere göndereceğiz. İlk kez olacak" diye konuştu. .

Tüm gümrük kapılarının yenileneceğini belirten Cankli, önce Kapıkule ve Habur'dan başlayarak tümüne teşmil edileceğini söyledi. Caniki, Sarp kapısının işleyişinde sıkıntı olduğuna işaret ederek, proje ihalesinin yapıldığını, iki ayda projenin, beş-altı ayda da ihalesinin tamamlanacağını belirterek, "harika bir hale getirileceğini" söyledi.

Kapıkule'deki uzun kuyrukların Türkiye'den kaynaklanmadığını, Bulgaristan tarafının gümrüklere operasyon yaptığını, Hamzabeyli'de karşı taraftan beş-altı kişinin tutuklandığını anlatan Canikli, memurların da araçları X-Ray'e yönlendirdiğini, 400-500 aracın geçtiği yerlerde 60 aracın geçmeye başladığını kaydetti. Canikli, "Anlaştık, ikna ettik onları, şimdi normale döndü, kuyruklar da eriyor" dedi.

, Kaçak Et Operasyonunda 8 Gözaltı habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

Erdoğan'dan Cep Telefonu Eleştirisi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, GSM operatörü Turkcell'in kuruluşunun 20. yılı resepsiyonuna katıldı. Burada hitap eden Erdoğan, firmaların farklı tasarımlar ile cep telefonu üretmeye devam ettiğini ifade ederek "Dünya nüfusunun üzerinde bir rakam telaffuz ediliyor. Bakıyorsunuz bir kişinin elinde bir tane yok. Kiminde 2 kiminde 3. Adeta yarışıyorsunuz bunlarla. Her gün cep telefonları güncelleniyor. Herkes birbirine bir de havasını atıyor. Diyor yenisi çıkmış. Hemen git bir tane de bakkal dükkanından ciklet alır gibi bir tanesini daha alıyor. Tahrik ediyor insanı" dedi.

"ÜLKEYE KATMA DEĞER KAZANDIRAN HERKESİN YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ"

Ankara'da bir otelde gerçekleştirilen Turkcell'in 20. yılı resepsiyonu, Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv'in açılış konuşması ve yaptığı sunum ile başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı resepsiyonda Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akça, AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ile Turkcell yönetim kurulu üyeleri yer aldı. Resepsiyonda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin mobil iletişim alanında dünyanın en iyi ülkelerinden biri durumunda olduğunu belirterek "Ülkemizin lider mobil iletişim ve teknoloji kuruluşu olan Turkcell, aynı zamanda dünya çapında marka şirketlere sahip olma hedefimizin en başarılı temsilcilerinden biridir. Bu vasfıyla da takdiri hak eden Turkcell'in Türkiye'nin tanıtımına yaptığı katkı bizim için çok önemlidir. Başbakanlığım döneminde diğer ülkelerdeki operasyonlarında sıkıntıya düştüğü her durumda ve her yerde Turkcell'in hakkını hukukunu koruduk. Bundan sonra da korumaya devam edeceğiz. Turkcell'in Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin arkasında olduğunu daima bildiğine daima hissettiğine inanıyorum. Biz işini iyi yapan ülkeye ve millete katma değer kazandıran herkesin bugüne kadar yanında olduk bundan sonra da aynı şekilde yanında olmaya devam edeceğiz. Turkcell gerçekten de işini iyi yapan bir şirket. Bugün Türkiye mobil iletişim alanında dünyanın en ileri en iyi ülkelerinden biri durumunda ise bunda Turkcell'in de büyük bir payı var" ifadelerini kullandı.

"TEKNOLOJİYİ ELLERİNDE TUTAN ÜLKELERİN GÜCÜ BİZİ BAŞARILI OLMAYA MAHKUM EDİYOR"


Türkiye'nin fiziki üretim ve hizmet sektörlerindeki rüştünü ispatladığını söyleyen Erdoğan, "Türkiye'nin 2023 hedeflerinin en önemli unsurlarından biri de bilişimde tüketen değil üreten ülke olma arzumuzdur. Türkiye fiziki üretim ve hizmet sektörlerindeki rüştünü ispatlamıştır. Bundan sonra artık katma değeri en yüksek alanlar olan bilgi ve teknoloji üretimine yoğunlaşmak durumundayız. Bu konuda savunma sanayi ile birlikte en kritik gördüğümüz alanlardan biri de bilişim sektörüdür. Teknolojiyi ve bilgiyi ellerinde tutan ülkelerin diğerleri karşısındaki gücü bizi bu konuda başarılı olmaya mahkum ediyor. Çünkü başarının sırrı bilgiyi yönetmektedir. Parayı yönetmektedir. İnsanı yönetmektedir. Ülkemizin 2053 ve 2071 vizyonunun alt yapısının şekillenmesinde bu alanlarda elde edeceğimiz neticeler belirleyici olacaktır" diye konuştu.

"CİKLET ALIR GİBİ BİR TANESİNİ DAHA ALIYOR"


Her gün cep telefonlarının güncellendiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünyada artık milyarlar konuşuluyor. Dünya nüfusunun üzerinde bir rakam telaffuz ediliyor. Bakıyorsunuz bir kişinin elinde bir tane yok. Kiminde 2 kiminde 3. Adeta yarışıyorsunuz bunlarla. Her gün cep telefonları güncelleniyor. Bununla yarışmak da kolay değil. Herkes birbirine bir de havasını atıyor. Diyor yenisi çıkmış. Hemen git bir tane de bakkal dükkanından ciklet alır gibi bir tanesini daha alıyor. Böyle bir yaşam var. Tahrik ediyor insanı. Bunu firmalar boş geçer mi? Bakıyorsunuz yeni yeni farklı tasarımlarla bunları üretmeye devam ediyorlar."
Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akça ve Genel Müdürü Süreyya Ciliv tarafından Turkcell'in 20. yılı anısı nedeni ile hediye sunuldu. Erdoğan'a hediye verilmesinin ardından toplu fotoğraf çekimi gerçekleştirildi.
, Erdoğan'dan Cep Telefonu Eleştirisi habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

7 İlde Operasyon! Çok Sayıda Gözaltı!

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatı doğrultusunda emniyet mensuplarına yönelik yeni bir operasyon başlatıldı.

Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından yapılan operasyonda 7 ilde 17 polis hakkında gözaltı kararı olduğu öğrenildi. Polislerin yasadışı dinleme, özel hayatın gizliliğini ihlal, evrakta sahtecilik ve soruşturmanın gizliliğini ihlal gerekçeleriyle suçlandığı öğrenildi.

TEKİRDAĞ ’DA EMNİYET MENSUPLARINA OPERASYON;17 GÖZALTI

İSTANBUL Emniyet Müdürlüğü tarafından 17 Aralık soruşturması kapsamında Tekirdağ ’ın da aralarında bulunduğu 7 ilde başlatılan operasyonda sabaha karşı bir emniyet müdürü, 2 komiser, Çorlu ’da görevli 4 istihbaratçı ve Kapaklı ’da görevli bir komiser ve bir istihbaratçının da aralarında bulunduğu toplam 17 polis gözaltına alındı. 7 ilde başlatılan operasyon kapsamında gözaltına alınanlar arasında daha önce Tekirdağ ’da görev yapan, şuanda Antalya ve Alanya ’da görevli 2 istihbaratçı da yer aldı. 17 Aralık operasyonu kapsamında emniyet genelindeki yasadışı dinlemelere ilişkin İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Tekirdağ İl Emniyet Müdürlüğü bünyesinde iki kez görev yeri değiştirilen ve Mart ayında açığa açılan İstihbarat Şube ski Müdürü Halil Hilal Seyfi ’nin ve 2 komiserin de aralarında bulunduğu Tekirdağ Emniyet Müdürlüğü ’nde ve Kapaklı İlçe Emniyet Müdürlüğü ’nde görevli 17 polis sabaha karşı yapılan operasyonla meslektaşları tarafından gözaltına alındı. Sağlık kontrollerinin ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğü ’ne götürülen şüphelilerin sorgularının burada yapılacağı kaydedildi.

TEKİRDAĞ'DA İSTİHBARAT ŞUBE ESKİ MÜDÜRÜ GÖZALTINDA

Savcılığın talimatıyla 17 Aralık soruşturması kapsamında Tekirdağ ve Edirne'de de bu sabaha karşı eş zamanlı operasyon yapıldı. 17 Aralık Operasyonu kapsamında Emniyet'teki yasa dışı dinlemelere ilişkin sürdürülen soruşturma kapsamında Tekirdağ İl Emniyet Müdürlüğü bünyesinde iki kez görev yeri değiştirilen ve Mart ayında açığa açılan İstihbarat Şube Eski Müdürü Halil Hilal Seyfi'nin ve 2 komiserin de aralarında bulunduğu Tekirdağ Emniyet Müdürlüğü'nde ve Kapaklı İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli bazı polisler bu sabaha karşı gözaltına alındı. Sağlık kontrollerinin ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürülen şüphelilerin sorgularının burada yapılacağı kaydedildi., 7 İlde Operasyon! Çok Sayıda Gözaltı! habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

Başbakan'dan Hayati Açıklamalar!

Bu zamana kadar 985 bin kişiye mesleki eğitim verdiklerini, 1 Mayıs'ı resmi tatil ilan ettiklerini, kayıt dışı çalışan oranını yüzde 52'den 36'ya çektiklerini ve iş güvenliği uzmanlarının sayısını arttırdıklarını ifade eden Başbakan Davutoğlu, madenlerle ilgili düzenlemenin de inşaallah bu hafta Meclis'e geleceğini ve yasalaşacağını söyledi.

137 MADEN, 610 İNŞAAT DURDURULDU

2014'te 845 maden işyerinin incelendiğini ve 137'sinin durdurulduğunu, bunun yanı sıra Ekim ayında meydana gelen asansör kazası sonrasında 2 bin 79 inşaatın denetlendiğini ve orada da bin 610 inşaat durdurulduğu bilgisini paylaşan Davutoğlu, ortaya çıkan tablonun yasal düzenlemeyi yapmanın ve denetimin yeterli olmadığını gösterdiğini belirterek bir zihniyet dönüşümüne de ihtiyaç olduğunu söyledi.

HER TÜRLÜ YASAL TEDBİRİ ALMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Çalışma şartlarını iyileştirmek için her türlü yasal tedbiri almaya devam edeceklerini de aktaran Davutoğlu, ''Ancak önemli olan özellikle işçilerimizin kendi can güvenlikleri ile ilgili bilgilenmiş olmasıdır.'' diye konuştu.

KARŞIMIZDA 3 AŞAMALI SORUN VAR!

Başbakan Davutoğlu gelinen noktada 3 aşamalı bir sorunla karşı karşıya olduklarını belirterek, bunlardan birincisinin süreç yönetimi olduğunu, ikincisinin yasal süreç olduğunu, üçüncüsünün ise zihniyet ile eğitim sorunu olduğunu kaydetti.

İŞ GÜVENLİĞİ İÇİN ALINACAK TARİHİ TEDBİRLER

Eğitim, yaptırım ve denetim mekanizmasını sağlıklı hale getirmeye ihtiyaç olduğunu söyleyen Davutoğlu bu tespitler üzerinden hayata geçirelecek iş güvenliği paketinde yer alan başlıkları açıkladı.

Davutoğlu'nun açıkladığı İş güvenliği paketinde alınacak tedbirler şöyle;

- Çok tehlikeli işlerde çalışan işçilere mesleki yeterlilik sertifikası alma zorunluluğu getirilecek.

- Mesleki eğitimlerde zorunlu iş sağlığı ve güvenliği eğitimi de verilecek.

- Yapı denetim firmalarına iş sağlığı ve güvenliği konusunda sorumluluk yüklenecek.

- Şantiye şefine iş güvenliği uzmanı olma şartı getirilecek

- Çok tehlikeli iş yerleri için ödül-ceza mekanizması getirilecek (3 yıl içinde iş kazası olmayan iş yeri için işsizlik primi teşviki uygulanacak. Ölümlü iş kazası olması halinde ise bu prim yükseltilecek)

- İdari para cezalarında ciddi artışlar sağlanacak.

- Kamu ihale şartlarına çok ciddi yükümlülükler getirilecek.

- Rödevans, kiralama işlerinde üretim zorlamalarını önlemek için tedbirler getirilecek.
Rödevans sürelerinin 15 yıldan az olmaması şartı konulacak.

- Kamuda rödevans olacak ama bütünüyle bu iş başka bir taşerona devredilemeyecek. Özel sektörde ise rödevans hiç olmayacak.

- Standartlara uygun kişisel koruyucu donanım sağlamayan işletmelere idari para cezası uygulanacak.

- Denetimlerde Hiçbir şey müfettişin takdir yetkisine bırakılmayacak. Belli şartlar sağlanmamış ise o işletme otomatikman durdurulacak.

- İşverenin ölümlü iş kazasında kusurlu bulunması halinde 2 yıl boyunca kamu ihalelerinden men edilmesi sağlanacak.

- Maden işlerinde çalışanlarına çip uygulaması getirilecek.

- Yeraltı çalışmalarına 3 boyutlu olma zorunluluğu getirilecek.

- Maden işletme ile diğer işletmeler arasındaki dökümanlar diğer kuruluşlar tarafından da takip edilecek. Maden işletme projeleri diğer kurumlarla elektronik ortamda paylaşılacak.

- Maden ve inşaat sektöründe iş sağlığı güvenliği görüntülü olarak teftiş edilecek.

- Yılda bir olan acil plan tatbikatları 6 ayda bir yapılacak. Bu da görüntülü kayda alınacak.

- Acil durumlarda çıkışın hızlı sağlanması için madenlere fosforlu hayat hattı kurulacak.

- Madenlerdeki şikayetleri değerlendirmek için ayrı bir hat kurulacak.

- Kendine özgü zorluklarından ötürü kömür madenlerine yönelik ayrı bir mevzuat hazırlanacak.

Hazırlanacak mevzuatta işlemekte olan madenlerin modernizasyonu, işlevselliğini kaybetmiş olan madenlerin denetimi, yeni başlayanlar için standartizasyon esas olacak.

Madenlerle ilgili yapılacak çalışmalar şöyle;

1 - Maden işçileri için hayat sigortası yapmak zorunlu olacak.
2- Maden sahalarının denetimi bağımsız kuruluşları tarafından yapılacak.
3- Küçük işletmelerin geliştirilmesini sağlayacağız.
4- Ruhsat harçlarını yeniden değerlendireceğiz.
5- Devlet hakkı bedelini dünya maden fiyatlarına göre yeniden belirleyeceğiz.
6- Ruhsat sahiplerine harç, teminat adı altında toplanan bedelleri tek bir ruhsat bedeli altında toplayacağız.
7- Ruhsat bedellerinin bir kısmını faaliyeti biten madenlerin modernizasyonu için kullanacağız.
8- Küçük tuzlalara kolaylık sağlanacak.
9- Maden aramaları için teşvik mekanizmaları oluşturacağız.
10- Maden arama ruhsatı sırasında mali yeterlilik şartı arayacağız.
11- Maden aramalarının standartının yükseltilmesi için çalışmalar yapılacak.
12- Maden aramalarındaki teknik personelin niteliği yükseltilecek.


, Başbakan'dan Hayati Açıklamalar! habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

Amerikan Askerinin Başına Çuval Geçirdiler (Video)

Sabah saatlerinde Eminönü ’nde gerçekleşen eylemde TGB ’liler 3 Amerikan askerinin başına çuvalı, “Yanke Go Home”, “Kahrolsun Amerikan emperyalizmi” sloganlarıyla geçirerek üzerlerine kırmızı boya attı. TGB ’liler çuval geçirme eylemi sırasında Amerikan askerlerine İngilizce “ABD ordusunun bir üyesi olduğunuzu az önce beyan ettiniz. Sizleri katil olarak tanımlıyoruz. Topraklarımızdan defolup gitmenizi istiyoruz ve şimdi sizi protesto hakkımızı kullanıyoruz” ifadelerini kullandı. Bunun üzerine Amerikan askerleri de “Tamam gidiyoruz” dedi.

4 Temmuz 2003 ’te Irak'ın Süleymaniye kentinde Amerikan askerleri, Özel Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı subayların bulunduğu karargaha baskın düzenlemiş ve Türk askerlerini başına çuval geçirerek gözaltına almış ve sorgulanmak üzere Bağdat ’a götürmüşlerdi.

ABD BÜYÜKELÇİLİĞİ'NDEN KINAMA

ABD Büyükelçiliği ABD ’li askerlere yönelik İstanbul ’da yapılan çuvallı protestoya ilişkin açıklama geldi.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

ABD ’li askerlere yapılan saldırıyı gösteren videoyu son derece çirkin bulduğumuzu ifade ediyoruz. Barışçıl protesto hakkında ve ifade özgürlüğüne saygı duymakla birlikte İstanbul ’daki saldırıyı kınıyoruz.
, Amerikan Askerinin Başına Çuval Geçirdiler (Video) habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

Hızlı Tren Kablolarını Çalan Hırsızlara Suçüstü!


SUÇÜSTÜ YAKALANDILAR


Hırsızlık, önceki gece Polatlı'nın Poyraz Mahallesinde bulunan Yüksek Hızlı Tren köprüsünde meydana geldi. TCDD yetkilileri, hızlı tren köprüsünün altından geçen sinyalizasyon kablolarının çalındığını fark etmesi üzerine, İlçe Jandarma Komutanlığı ekiplerine haber verdi.

Çalınan kabloların yerinde inceleme yapan İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bir gün sonra aynı yerde güvenlik tedbirlerini arttırdı.

Güvenlik ekiplerini fark etmeyip, aynı yerde bulunan tamir edilen sinyalizasyon kablolarını çalmaya tekrar geldikleri tespit edilen hepsi 16 yaşında olan S.E., M.T. ve M.G. İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından suçüstü yakalandı.

Zanlılar S.E., M.T. ve M.G. İlçe Jandarma Komutanlığı'nda yapılan ilk sorgularının ardından çıkarıldıkları mahkemece serbest bırakıldılar.



, Hızlı Tren Kablolarını Çalan Hırsızlara Suçüstü! habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

'Mermiyi Namluya Sürdüm...'

Yıldız ’ın “tasarlayarak adam öldürmeye teşebbüs ’ ’ suçundan 20 yıl hapis istemiyle yargılandığı davanın ilk duruşmasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan ’ın 3 koruması tanık olarak dinlendi. İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi ’nde görülen duruşmada, tutuklu sanık Ferhat Yıldız hazır bulunurken, mağdur müşteki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ’ı avukat Ferah Yıldız temsil etti.

“AMACIM ERDOĞAN ’I VURMAK DEĞİLDİ ’ ’


Sultangazi ’de kuruyemiş dükkanı olduğunu belirten tutuklu sanık Ferhat Yıldız, olay günü caddelerde Erdoğan ’ın geçtiği yönünde anonslar yapıldığını söyledi. Yıldız yaşananları şöyle anlattı: “Olaydan bir hafta önce adını bilmediğim bir şahıstan, bir otobüs durağında silah satın aldım. Silahı satın aldığımda içinde bir tane kurşun vardı. Silahı hiç kullanmadım.

Halk, Erdoğan makam aracıyla geçerken sevgi gösterisinde bulunuyordu. Ben kalabalığın arkasındaydım. Makam aracıyla aramda 10 metre mesafe vardı. Aracın arkasından yola indim. Mermiyi namluya sürdüm, sonra silahı makam aracının arkasından taş atar gibi attım. Sonra korumalar yanıma gelip ‘Ne attın? ’ diye bağırdılar. Erdoğan ’ı vurmayı planlamadım, sadece protesto amaçlıydı. ’ ’

Hakimin, “Daha önce böyle vatanı kurtarmak adı altında bir eyleme katıldın mı?” sorusu üzerine Yıldız, “Taksim eylemlerine katıldım. Yasal bir eylemdi” yanıtını verdi.

“SANIĞI GÖRDÜĞÜMDE, SİLAHINI ERDOĞAN ’A DOĞRULTMUŞTU”

Cumhurbaşkanı Erdoğan ’ın 3 koruması duruşmada tanık olarak dinlendi. Tanık H.Ç. Erdoğan ’ın açılış programından sonra makam aracına bindiğini ve kendisinin de görevini yaparak aracın arkasından koştuğunu söyledi. Yıldız ’ı elinde silahla gördüğünü, sanığın iddia ettiğinin aksine kalabalığın en ön tarafında olduğunu belirten H.Ç, “Sanık silahını Erdoğan ’a doğrultmuştu. Kendisini gördüğümde ‘silahını at ’ diyerek bağırdım. Ben müdahale edince silahını attı. Üzerinde arama yaptığımızda, arka cebinde bir çakı bulduk ’ ’ dedi.

SANIĞIN SİLAHINDAKİ MERMİDE İĞNE İZİ BULUNDU


Tanık M.K, makam aracının yanında koşarken görevi gereği sevgi gösterisinde bulunan vatandaşlara baktıklarını, sanığı elinde silahla gördüklerinde “Dur polis ’ ’ diye bağırdıklarını söyledi. Sanığın elindeki tabancanın bel hizasında olduğunu, silahı yerde bulduklarında fişeğin ateş etmeye hazır bir hale getirildiğini gördüklerini kaydetti.

Öte yandan tanıklar, sanığın kullandığı silahın kabının düştüğünü ve silahtaki merminin kovanında iğne izi gördüklerini belirttiler. Tanık beyanları hakkında bir diyeceği olup olmadığı sorulan sanık Ferhat Yıldız, “Keşke böyle bir şey olmasaydı. Pişmanım, Aceleyle yapılan bir şeydi. Tutuksuz yargılanmak istiyorum ’ ’ dedi. Mahkeme heyeti sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
, 'Mermiyi Namluya Sürdüm...' habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

Demirtaş: Beni de, Bizi de Derinden Yaraladı

Hürriyet'in haberine göre Demirtaş, kalleşçe yapılan saldırı için “Kirli güçlerin çirkin ahlaksız yöntemi” ’ diye nitelendirerek, “Olay beni de, bizi de derinden yaraladı” dedi.

Demirtaş konuyla ilgili olarak şunları söyledi:

AHLAKSIZ YÖNTEMİ SEÇMİŞLER

Yaşananlar hepimizi tedirgin etti. Bir tek insanın bile ölmesi, kimliğinden bağımsız hepimiz için kayıptır. Yüksekova ’da vurulan askerler, Bingöl ’de vurulan polisler, Kağızman ’da infaz edilen PKK ’lılar, Diyarbakır ’da eşinin yanında infaz edilen astsubay, bütün bunlar çok vahim olaylar. Ölüm var ölüm var. (Diyarbakır ’daki saldırı) Yapanlar her kimse son derece çirkin bir şekilde, ahlaksızca bir yöntem seçmişler. Savaş asla olmasın. Ama savaşın bile bir hukuku, ahlakı vardır. Onu bile ayaklar altına alan çevreler kimlerse bunlar ortaya çıkarılmalı. Kirli güçlerin yöntemleriydi bunlar. Diyarbakır ’daki astsubayın, eşinin yanında katledilmesi beni de, bizi de hakikaten derinden yaraladı. Ölümlere alışmamamız, tepki göstermemiz lazım.”


, Demirtaş: Beni de, Bizi de Derinden Yaraladı habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

Uçak Biletlerine İndirim Geliyor

Yakıt fiyatlarındaki yüzde 10 ’luk düşüş 1 saatlik uçuşta maliyetleri koltuk başına 3 dolar azaltıyor. Atlasjet Havayolları Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ersoy, bu hesaptan yola çıkarak bilet fiyatında 9 dolar (yaklaşık 20 lira) indirime gideceklerini belirtti.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ’nın verilerine göre geçen yıl 150 milyon yolcu taşıyan havayollarının bilet fiyatında yaklaşık 1.3 milyar dolar (3 milyar lira) indirime gidilecek.

YOLCU SAYISI PATLAYACAK

Bilet fiyatlarındaki yüzde 10 ’luk düşüşün yolcu sayısını yüzde 5 artıracağını dile getiren Ersoy, bu indirimlerin orta vadede devam edeceğini de ifade etti. Bu oran da yolcu sayısının en az 22.5 milyon artacağını gösteriyor.

İNDİRİM BİR KAÇ AY İÇİNDE

Özel bir havayolu şirketi sahibi Ali Sabancı, “Petrol fiyatları hızla geriliyor. Ancak bunun uçak biletlerine yansıması birkaç ayı bulacaktır” dedi. CNBC-e ’ye konuşan Sabancı, bunun gerekçesini ise şöyle açıkladı: “Nasıl petrol hızla yükseldiğinde fiyatlar bir anda yükselmiyorsa, düşüşlerin de yansıması biraz zaman alacaktır.”

HAMDİ TOPÇU NE DEMİŞTİ?

Petrol fiyatı 88 dolara gerilediğinde THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, düşüşün bilet fiyatlarına indirim olarak yansıyabileceğini söylemişti. Hamdi Topçu ’nun bu sözlerinden sonra petrol fiyatı daha da düştü ve 80 dolar sınırına geldi. Aynı zamanda bu süre içinde dolar ve euro kurunda da hatırı sayılır bir yükseliş olmadı. (Millet)


, Uçak Biletlerine İndirim Geliyor habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

Cübbeli Ahmet Hoca: Manyak Manyak İşler!


"MANYAK MANYAK İŞLER"

Yeni teknolojilere, uzay çalışmalarında milyar dolarlık bütçeler ve büyük zamanlar ayrıldığını söyleyen Cübbeli Ahmet, "Hâlâ birinci kat semanın aşağısında olan gezegenler ve yıldızlar hakkında; "Mars'ta su var mı?" "Et var mı, but var mı?" diye araştırıyorlar.

Manyak manyak işler.. Ben sana söyleyeyim, sen oraya çıkamadan dünya kopacak." dedi.

"VERSİNLER BANA 100 BİN DOLAR SÖYLEYEYİM"

Cübbeli devamında, uzay araştırmalarına boşuna masraf yapıldığını söyleyerek; “Versinler bana 100 bin dolar, her şeyi söyleyeyim” şeklinde konuştu.


, Cübbeli Ahmet Hoca: Manyak Manyak İşler! habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

SIXTEEN Yaşındaki Sığınmacı, Müzik Dehası Çıktı

Bursa ’da geçen yıl gezerken gördüğü müzik merkezine giren Asadd ’ın yeteneğini piyano öğretmeni Rus Elena Yudina keşfetti. Bir yıllık eğitimin ardından, kendisinden 10 yıl önce müziğe başlayan yaşıtlarıyla Moskova ve St Petersburg ’daki uluslararası yarışmalarda piyano çalan Asaad birinci oldu. New York Konservatuarı Piyano Bölüm Başkanı Tamara Poddubroya ’dan da övgüler alan Tambi ’nin hedefi, eğitimini ABD ’de sürdürmek.

Suriye ’nin başkenti Şam ’da yaşayan Tambi Asaad, 2 yıl önce ülkesindeki savaştan kaçan 4 kişilik ailesiyle birlikte Bursa ’ya geldi. Elektrik- elektronik teknisyeni olan babası iş bulunca Bursa ’ya yerleşen Tambi Asaad, küçük kardeşiyle birlikte okula da başladı.



Kafkas gecelerinde akordeon çalan Tambi Asaad ’ın şansı, Bursa ’da Temmuz 2013 ’te dolaşırken gördüğü Akademix Güzel Sanatlar Merkezi ’ne girerek, piyano öğrenmek istediğini söylemesiyle değişti. Merkezde piyano öğretmeni olarak görev yapan Rus asıllı Elena Yudina Çekiç, birkaç dersin ardından Tambi ’nin bir müzik d?hisi olduğunu keşfetti. Ailesinin eğitim masraflarını karşılayamaması üzerine hem müzik merkezi hem de Rus öğretmen hiçbir ücret almadan Tambi ’nin eğitim masraflarını üslendi.

100 MİLYONDA BİR RASTLANACAK BİR YETENEK

Merkezdeki kısa süren eğitimi ile 10 yıllık müzik eğitimi bilgisine ulaşan Tambi, New York Konservatuarı Piyano Bölüm Başkanı Tamara Poddubnaya tarafından 11 Mayıs 2014 ’de İstanbul ’da dinlendi. Tambi ’yi ’inanılmaz bir yetenek ’ olarak tanımlayan Tamara Poddubnaya, New York Konservatuarı ’na almak istediğini belirtti. Ancak Tambi ’nin uluslararası derecelere sahip olması gerektiğini söyleyen Tamara Poddubnaya, bu konuda yardımcı olacağı sözünü de verdi.



İyi bir lise eğitimi alması gereken Tambi ’yi, Bursa ’daki Özel Şahinkaya Koleji de üç yıl yüzde 100 burslu olarak kabul etti. Tambi ’nin müziğin yanı sıra, başta İngilizce ve matematik olmak üzere bütün derslerinin mükemmel olduğu bildirildi.

MOSKOVA ’DA İLK BİRİNCİLİK

Tambi ’nin uluslararası derece elde etmesi için Akademix Güzel Sanatlar Merkezi ve piyano öğretmeni Elena Yudina Çekiç dünyada yapılmakta olan prestijli piyano festival ve yarışmalarını araştırmaya başladı. Hazırlanan program çerçevesinde önce Moskova ’da düzenlenen Planeta Talantov yarışmaya katılan Tambi, alt kategoride üç kişi, üst kategoride üç kişi ve en üst kategori olan Grand Prıx ’te üç kişinin dereceye girdiği yarışmada 100 tam puan alarak 10- 15 yıl piyano eğitimi alan yarışmacıları geride bırakarak Grand Prıx ’i almaya hak kazandı.



Moskova üniversiteleri profesörlerinden oluşan jüri, Tambi ’nin muhteşem bir müzik dehası olduğu yorumunu yaptı.

ARINÇ ’LA GÖRÜŞÜP DESTEK İSTEDİLER

Moskova ’nın ardından 1 Kasım 2014 de Amerika Crescendo International Competitions yarışmasına başvuran Tambi için Bulgaristan, İtalya ve değişik Avrupa ülkelerinden oluşan yarışmalar hazırlandı. Ancak, eğitimi ücretsiz alan Tambi ’nin bu yarışmalar için desteklenmesi gerekiyor. Akademix Güzel Sanatlar Merkezi Yöneticisi Rüstem Avcı ve Elena Yudina Çekiç, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ’la görüşerek destek istediler.

Rüstem Avcı ve Elena Yudina Çekiç, Tambi ’nin dünyanın tanıyacağı bir sanatçı olması için çalıştıklarını belirterek, bunun için ilk adımın New York Konservatuarı ’na kabul edilmesi olduğunu söylediler. İki yıl içinde katılmayı planladıkları organizasyonlar için 50 bin dolara ihtiyaç olduğunu belirten Avcı, ayrıca bu seyahatlerin daha rahat gerçekleştirilmesi için Tambi ’nin Türk vatandaşlığına alınması gerektiğini sözlerine ekledi.



Tambi Asaad da, müziğe çok sevdiğini belirterek, Türkiye ’yi dünyada temsil etmek istediğini söyledi., 16 Yaşındaki Sığınmacı, Müzik Dehası Çıktı habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.

Sedat Peker: O Partiye Oy Vermem!


"MHP'YE OY VERMEM"

Sedat Peker, "Şefkat Çetin ve avanesi" olarak tanımladığı ve partinin üst yönetiminde olan grubun, Türk-İslam davasına Alparslan Türkeş'in dönemindeki gibi çalışmadıklarını söyledi.

MHP'nin artık gerçek ülkücüler tarafından yönetilmediğini ifade eden Peker, "Gerçek ülkücüler partinin üst kademelerini oluşturana kadar MHP'ye oy vermem" dedi.



Kaynak: Beyaz TV, Sedat Peker: O Partiye Oy Vermem! habersaatiii.blogspot.com.tr farkıyla sizlerle.