Sanki dinin men ettiği ne varsa yapıp halkı dininden soğutmak için
gelmişler.
Tüm anayasal kurum ve organlar yerle bir ediliyor.
Günün birinde bu mel’un gidişe engel olur diye askerin defteri dürülüyor.
Türk yok Türkiyelilik var diyor. T.C. yok ediliyor. Güneydoğu, Kürdistan olarak ilan ediliyor. Pislikleri ortaya çıkmasın diye medya
penguenleştiriliyor. Türkiye’de çocuklar sefalet ve soğuktan ölürken
, milyarlarca dolar Suriye batağına gömülüyor. Cumhuriyet tarihinde
eşi görülmemiş bir şekilde devlet soyuluyor.
Hiçbir insanın ülkesine bu denli kötülük ettiğini tarih yazmıyor.
Peki, bu kadar kötülükleri neden, niçin yapıyorlar? Amaçları nedir?
Başbakan sürekli yavuz hırsıza oynuyor. “Hırsızları ifşa etmek, genel müdür evinde ayakkabı kutusunda
4,5 milyon doları açıklamak vatan hainliğidir” diyor. Artık bundan böyle vatan hainliği diye kimse hırsızları,
uğursuzları yakalayamaz.
Yalan dolanla halkı kandırmakta üzerlerine yok. Dindarlığıyla müsellem bir dostum “bunlar bir alüfteyle
yatakta zina muhabbeti yaparken yakalansa”, “yahu bu kadını koynuma kim koydu” derler.
“Hırsızlıkların açıklanması seçimlerde AKP’yi yıpratmak içindir” diyorlar. Peki, kardeşim, hırsızlıkları şimdi açıklanmasınlar da seçimlerden sonra da yine hırsızlıklara devam diye ruhsat mı versinler?
Devletin, “AKP ile Gülen cemaati arasında parsellendiği artık su yüzüne çıkıyor.” Laik Cumhuriyetçiler ise azınlıkta kalıyor.
Bunlar, iktidardan düştükleri gün haklarındaki yolsuzluk dosyaları
TIR’lara sığmayacak.
Vaktiyle oy dilenciliğiyle Fethullah hocanın elini öpen ya da ne istedinizse verdim diyenler, şimdi
yolsuzlukların ucu kendilerine dokununca “hepsini inlerinde yok edeceğini” ferman buyuruyor.
Başbakan’ın, “eniştesiyle maruf özel müşaviri” “Gülen cemaati, Türk Ordusu’na kumpas kurdu” diyor.
Akdoğan bu beyanıyla “Ergenekon davasının başsavcısı olduğunu açıklayan, Silivri’de tahliye kararları
veren yargıçları sürdüren” Başbakan’ı da bu kumpasın faili yapıyor.
Ordunun çökertilmesinde Fethullah hoca suçu Tayyip Erdoğan’a, Erdoğan’da hocaya atıyor.
Bunları görünce Türk Ordusu’na ne denli ihanet, komplo ve düzenbazlık yapıldığı daha iyi anlaşılıyor.
Genelkurmay Başkanı bu rezalet karşısında zindandaki tüm askerlerin acilen tahliye edilmesi gerektiğini
söyleyecek bir kişilik gösteremiyor.
100 milyar dolarlık son yüzyılın en büyük devlet soygunu yapılıyor. Savcı Muammer Akkaş aralarında
Başbakan’ın kefil olduğu “küresel terörist” Yasin El Kadı, Bilal Erdoğan, bakanlar, ünlü iş adamlarının da
bulunduğu 42 kişinin göz altına alınması talimatı çıkartıyor. İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürü yasaları hiçe
sayarak (bir numaraya ulaşmamak için) bu talimatı uygulamıyor. Bu yetmiyormuş gibi bu kez İstanbul
Başsavcısı da ikinci bir Deniz Feneri misali olayı örtbas etmek için Savcı Akkaş’tan yolsuzluk dosyasını
alıyor. Bu şekilde hukuk devleti dinamitleniyor.
Deniz Feneri’ni hasıraltı ettiren HSYK bile Başsavcının yaptığının doğru olmadığını bildiriyor.
Tüm bu rezaletlere karşın Yargıtay Başkanı ve Yargıtay Başsavcısı, dut yemiş bülbül kesiliyor.
Başta İstanbul Başsavcılığı, gerçekleri görün, yanlış ata oynamayın. Artık Başbakan’ın kimseyi
kollayacak gücü kalmamış, o kendi derdine düşmüştür.
Din kullanarak geldiler, din kullanılarak alaşağı ediliyorlar
İsra Suresi “kamu malı, yetim hakkı yiyenleri ülkeleriyle birlikte helak ederiz” diyor. Fethullah Gülen’in bu
sureye uygun olarak yaptığı beddua bile bunları utandırıp, frenlemiyor. Böylesine hayasız bir devlet
soygunundan bile yüzleri kızarmayanlar çakma Müslüman bile olamazlar.
Orduya güvenmedikleri için asker karşısına, ordu sayısı kadar ikinci bir polis ordusu yarattılar. Taksim’de ateş ve ölüm saçarak destanlar yazdı dedikleri polisler, şimdi rüşvetçileri yakalayınca “ordunun defterini
dürdükleri gibi” tüm emniyet teşkilatı da çökertiliyor.
Yargıyı ele geçirmek için yargı reformu diye referandum yaptılar. Yargı AKP’nin değil, cemaatin
egemenliğine geçince feleklerini şaşırdılar.
Başbakan, hâlâ ben yine meydanlarda kürsüye çıkar, karayı ak, akı kara yaparım. İnsanları yine afyonlar, uyuturum diyerek halkı keriz yerine koyma alışkanlığını sürdürüyor. Ancak, artık Türk halkının bu kadarını
yememesi gerekiyor.
Atatürk gençliğe hitabında;
“Hile ve desiseyle vatanı ele geçirenler gaflet, dalalet hatta ihanet içinde olabilirler” diyor ve bu durumda gençliği göreve çağırıyor. Gençlik Gezi Parkı’yla bu görevi ifa ederken kanlı bir şekilde hayatları
söndürülüyor.
Asker musalla taşında, yargı sizlere ömür. Medya tasmalı, AKP hükümetini alaşağı edecek tüm yollar
kapatılıyor. İşte bu ahval ve şerait içinde (sıkı durun) Fethullah hoca sahne alıyor. Ülkeyi soyanlar, vatanı
parçalayanlara büyük bir cihat açıyor.
Bu durumda ne yazık ki laik, cumhuriyetçi Türk halkı bile,
Gülen’e gazanız mübarek olsun
demek zorunda kalıyor.
Türkiye’yi bu hale getirenler kına yaksınlar.
29 Aralık 2013 Pazar
Home »
Kemal Baytaş
,
Köşe Yazıları
,
Sözcü yazarları
» Başbakan hırsızlara özgürlük için İstiklal savaşı başlatıyor
Başbakan hırsızlara özgürlük için İstiklal savaşı başlatıyor
Related Posts:
“Konuşsan Ne Yazar, Konuşmasan Ne Yazar” - Gündüz AkgülAlışık olduğumuz balkon konuşmalarında…Herkesi kucaklayacağını, 76 milyonun Başbakanı olacağını söyleyen…Recep Tayyip Erdoğan…Şimdi Cumhurbaşkanı…Yine ayni konuşma, 76 milyonun Cumhurbaşkanı olacağım…Uygulama, tamamen aksine…… Read More
Yeni Türkiyenin Kotları Açığa Çıkıyor - Güner YiğitbaşıYeni Türkiye hedefinin kotları, yavaş, yavaş açığa çıkıyor. Aslında,Türkiye bitirildiği,Türkiye diye bir kavram kalmadığı için, yeni Türkiye hedefinin bir önemi de kalmamıştır bizim için.Tayip Bey, bizim önceki yazılarımızda … Read More
25 Aralık Soruşturmasına İlişkin Takipsizlik Kararı25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet iddiasına ilişkin soruşturma tamamlanmış ve İstanbul C.Başsavcılığı tarafından, şüpheliler hakkında iddianame düzenlenerek kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilem… Read More
Eskiye Rağbet Olsa Bit Pazarına Nur Yağardı - Güner YiğitbaşıYarın (5/Eylül/2014) CHP Olağanüstü Kurultayı toplanacak, genel başkan ve parti meclisi üyeleri seçilecek ve tüzük değişiklikleri yapılacak.Bize göre, bu kurultayda, partiye canlılık ve önümüzdeki seçimlerde başarı kazandırma… Read More
2014 Eylül Başında Bir Durum Değerlendirmesi2015 yılının Genel Seçimlerine 10 aydan az bir zaman kalmışken iktidar partisi ard arda kazandığı iki seçimle sarhoş olmuş gibi sevinç çığlıkları atarak galibiyetin zevkini çıkarıyor. Muhalefet taraftarı yurttaşlarımıza gelin… Read More
0 yorum:
Yorum Gönder