Türkiye'yi sarsan “Büyük Rüşvet” operasyonuyla ilgili iddialar havada uçuşuyor.
Soruşturmanın kapsamında tutuklanan isimlerden Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan'ın evinde ayakkabı kutusunda bulunan 4.5 milyon Avro’nun imam hatip lisesi yapılması için yapılan bağış parası olduğu iddia edildi. Kamuoyunu tatmin etmeyen bu savunmayla ilgili bugüne kadar herhangi bir belge-bilgi ortaya çıkmadı. Bu süreçte üst düzey bir yetkiliden önemli bir iddia geldi. Tıpkı Deniz Feneri e.V. davasında olduğu gibi “sahte makbuz” basıldığı öne sürülüyor.
Deniz Feneri e.V. bağlantılı soruşturmanın Türkiye ayağını yürütürken görevden alınan savcılar bağış paralarıyla ilgili düzenlenen makbuzların büyük bir bölümünün sahte olduğunu ispatlamıştı. Almanya'daki uzmanlar bağış makbuzlarının aynı elden birkaç gün içerisinde çıktığını kriminal incelemede tespit etmiş, Türkiye'deki savcılar da makbuzların üzerlerinde yazan isimlere ödeme yapılmadığını yapıldıysa da makbuzda yazan rakamla örtüşmediğini belgelemişti.
Siyasiler ne demişti?
Başbakan Tayyip Erdoğan Pakistan dönüşü uçakta gazetecilere şöyle konuşmuştu: “Halkbank müdürünün evinde çıkan bir şey, bankayla ilgisi var mı? Böyle bahsedilmesi, vatana ihanettir. Müdürün dürüstlüğünden en ufak şüphem yok. Olsa olsa saflığının kurbanı olmuştur. Bunu farklı yerler çekme gayreti olacaktır. Süleyman Bey bunun dekontunu vermiş mi vermemiş mi? Eğer dekont verdiyse bu ayrı ya da kaydını almak üzere. Ortada makbuz varsa o zaman kimsenin söyleyecek bir şeyi kalmaz. Eğer mevzuat itibarıyla hayır sahibinin makbuzunu teslim ediyorsa, o hayır sahibi de bunun çıkışını kayıt altına aldıysa. Hayır sahibi de, okul da bunu söylüyor. Emniyet’in de yapacağı şey bankada en ufak bir şey var mı yok mu? Arayıp bulursun ama sen işi hemen buraya getirirsen bu ihanettir. Suçluların, bunun bedelini ödemesi lazım. Bunlar hâlâ bu ülkeyi sahipsiz zannediyorlar. Böyle bir banka için nasıl böyle bir şeyin içine girersiniz.”
CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu da Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Ayakkabı kutularından çıkan para bağışmış... Makbuzları varmış... Bana gelsinler ben bir saat içinde bin tane makbuz keseyim” demişti.
Aykut Küçükkaya/Cumhuriyet
28 Aralık 2013 Cumartesi
'Kutu kutu makbuz'
Related Posts:
Ziya Paşa ve Cenevre’de Hürriyet Gazetesi - Doğan KubanDİKTATÖRLÜK BASINI "BÜTÜN KÖTÜLÜKLERİ İYİLİK OLARAK GÖSTERİR"Bugün kimi gazetelerde yazı yazanların ve kenarda köşede konuşanların hafıza kaybı hastası ya da kör cahil olduklarını kabul etmek zorundayız. Hıfzı Topuz’un 2013’t… Read More
Bilal Erdoğan nasıl şirket sahibi oldu?Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Oğlum üzerinden bana geleceklerdi” sözleriyle gözlerin çevrildiği oğul Bilal Erdoğan, AKP iktidarı döneminde kuyumculuktan yemeğe, sabunculuktan kozmetiğe kadar pek çok alanda “atılım” yaptı.Har… Read More
Balbay esareti anlatıyor: Sekiz saniyede seni seviyorum'Her yöne sınırsız' kampanyası Silivri'de farklı. Her yöne 10 dakika, üstelik haftada bir....5 Mart 2009 Perşembe sabahı... 06.00’da çalan kapı zili hepimize ne hissettirirse Balbay da onu hissetmiş ilk an. İlk şaşkınlıktan … Read More
Halk Haykırıyor: ‘Ey! Yiyiciler!’ - Meriç Velidedeoğlu“21 Aralık” Cumartesi günü, ülkenin dört bir yanında olduğu gibi İstanbul’da da “eylem” vardı; üstelik “bir” değil “birçok” ve “Boğaz”ın iki yakasında da. Dört-beş yıl öncesine dek, İstanbul’un Anadolu yakasında bu tür… Read More
“Türk Övün Çalış Güven” - Hayrettin Ökçesiz‘İşlevsel yapısal’cı sistem kuramının ünlü kuramcısı Niklas Luhmann’a göre ‘’güven’’, karmaşıklığın redüksiyonudur.Burada sözkonusu olan karmaşıklık, başka bir insanın özgürlüğü, serbestliği, keyfiliği nedeniyle dünyamıza dol… Read More
0 yorum:
Yorum Gönder