Facebook

30 Eylül 2014 Salı

Tünay Süer: Başına taş mı düştü?

Tünay Süer: Başına taş mı düştü?
“PKK’lıların, Bitlis-Diyarbakır karayolu üzerindeki polis noktasına roket ve uzun namlulu silahlarla saldırıları sırasında, takviye ekibini taşıyan zırhlı araç devrildi, meydana gelen kazada 5 polisimiz yaralandı” dediler bizlere.
Ardından 3 canı kaybettiğimizi öğrendik.
Biliyorsunuz bir gün önce de Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesinde akşam saat 23.00’da 2 polis aracına yönelik gerçekleştirilen saldırıda 1 polisimiz ölürken, 2 polisimiz de yaralanmıştı. Halen hastane köşelerinde canları ile uğraşıyorlar.
                                                     ***
Şu birkaç aydır gerek askeri, gerek polise ait kaç araç nasıl oluyor da kaza ile devriliyor?
Bunların hiç birisinin kaza olduğuna inanmıyorum.
Bizlere karşı kaza süsü veriliyor ve evlatlarımız pisipisine kalleşçe öldürülüyorlar.
Türk Milleti galeyana gelmesin diye saklanıyor bence.
Suç sadece bu cani katil sürüsünde değil tabi.
Onlara her türlü tavizi veren ilk önce AKP iktidarında sonra halen iktidarla işbirliği içinde bölünmeyi destekleyen YCHP ve MHP dedir
                                                        ***
Askere ve polise emir verilmiş;
“Aman açılımına zarar gelmesin ne yaparlarsa sadece seyredin.”
Olacak iş midir bu yani? Sabır taşı olsa çatlar be!…
Askeri taşlarlar, yol keserler, mahkeme kurarlar, okulları, kutsalımız olan bayrağımızı, devletimizin kurucusu ulu önderimizin heykellerini yakarlar, çocukları, askerleri, işçileri kaçırırlar, şantiyeleri basıp iş olanaklarını yakıp yıkarak kullanılmaz hale getirirler, hangisini sayayım?
Sanki oralar bizim toprağımız değil de işgal etmişiz havasında senin devletin, benim devletim derler.
Askerlerimizin oralarda, biz vatanseverlerin buralarda sinirden psikolojimiz altüst oldu ve dünya dar gelmeye başladı.
Meydanı boş bulan hainler her istediklerini yapacaklar ve bizler sadece seyredeceğiz.
Açılımınız da siz de batın inşallah!
                                                      ***
Aslında Türk askerine savaşma izni verilse pire gibi ezerler bu şerefsizleri. Bunu hainlerde biliyor, yedi düvelde.
Meydanı boş bulan hainler var ya, aslında erkek gibi askerimizin karşısına çıkamazlar.
Ödlektirler çünkü.
Ancak kalleşçe arkadan vurmayı ve pusu kurmayı iyi becerirler.
Olanlar karşısında askeri güçlerimizin elini kolunu bağlamak hainliktir, alçaklıktır. Onların şehit olmalarını istemektir, bile bile öldürtmektir. Askerîn gururu ile oynamaktır.
Buna hiç kimsenin hakkı yoktur, kendinize gelin beyler!
Tarih karşısında suç işlenmektedir.
Dünyanın hangi ülkesinde teröre karşı gelinmez ve terörle mücadele edilmez?
Neyin açılımı ve neyin barışıdır bu?
Barış iki ülke arasında çıkan mütareke ile yapılır.
Biz kiminle savaşıyoruz?
Kendi ülkemizde başkaldıran eşkıya ile mi?
Bu durumda Cumhuriyeti kuran parti CHP’nin dut yemiş bülbül misali suskun ve bu süreci destekler olması büyük kitleleri çılgına döndürmektedir.
Aman açılıma zarar gelmesiymiş!
Açılımınız batsın emi?
İnsanın inanası gelmiyor.
Atatürk’ün kurduğu partiye bakın eşkıyaya sahip çıkıyor neredeyse.
                                                        ***
Bu kadar taviz ve suskunluk karşısında şımaran terör örgütü de azdıkça azıyor.
Hele bakın neler diyorlar;
Terör örgütü yöneticisi olduğunu söyleyen Mustafa Karasu denen soytarı;
“Ya çözüm olacaktır ya da Kürt halkı bu mücadeleyi yürütecektir, sürdürecektir. Yapılanlar uyarı niteliğindedir.
Suruç’ta kıyametin koparılması gerekiyor. Sadece Suruç’ta değil Van’da, Diyarbakır’da, Ağrı’da, Muş’ta, Tunceli’de, Bingöl’de kıyamet koparılmalı” diyor
Halkı nasıl kışkırttığını görüyor musunuz?
                                                        ***
Bunca askerimizin, polisimizin öldürülmeleri;
Uyarı amaçlıymış!
Oysa bunlar katil ve cani sürüsü, kalleşler, korkaklardır.
IŞİD’ den tek farkları kafa kesmiyorlar.
Topunun Allah Belasını versin.
(Ulan biz sizi bir çözeriz ki feleğinizi şaşırırsınız ya! Siz dua edin Tayyip’e!)
                                                            ***
HDP Eş başkanı Demirtaş Washington’da Kobani’nin düşmek üzere olduğunu ve kentte büyük bir katliam yaşanacağını söyleyerek Türkiye’yi olayları seyretmekle suçluyor ve ;
“Lafa gelince, biz Kürtler ve Türkler etle tırnak gibiyiz diyenlere seslenmek istiyorum. Bugün kardeş miyiz değil miyiz onu ölçme günüdür” diyor.
Yahu bunlar ne utanmaz, arlanmaz insanlar be!
Sana sormak gerek şimdi tam sırası Selahattin Bey.
İnsan kardeş dediğine pusu kurar mı?
Devletine başkaldırır mı?
Askerini, polisini sırtından bıçaklar mı?
İşine gelince kardeş, işine gelmezse düşman!
Neymiş efendim IŞİD’e karşı çıkan unsurlarla birleşeceğiz takviye edeceğiz.
Bunun anlamı Türk Ordusu PKK ile yan yana savaşarak PKK ve PYD’yi destekleyecek.
Binlerce vatan evladımızı kalleşçe şehit etmişler, halen yapmadıkları yok ve yardım istiyorlar.
Hadi canım sen de, ne senden ne de senin gibilerden kardeş olmaz.
Aslında Tayyip karışmayacak, varsın ikisi de birbirlerini yesinler dünya bu mikroplardan kurtulur ne güzel. Ne var ki insanı üzen arada suçsuz insanların telef olmalarıdır.
                                                 ***      
Doğu ve Güneydoğu’da eşkıya hüküm sürmeye başlamış, CHP Genel Başkan Yardımcısı Tanrıkulu HDP Washington temsilciliğinin düzenlediği toplantıya katılıyor. Bir basın mensubunun sorusuna; devletin Öcalan’la Kürt sorununun çözümü hakkında konuştuğunu biliyoruz da milyonlarca seçmenimiz olmasına rağmen bu süreç hakkında bir şey bilmiyoruz diyor.
Bu kadarına pes!
Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik şartnamesine Türkiye’nin koyduğu çekincenin kaldırılmasını istiyormuş.
Sen CHP li misin yoksa PKK li misin? Sormazlar mı adama?
                                                        ***
Öte yandan PKK tehditlerine karşın muhalefet partilerinden beklediğimiz sert yanıtı AKP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Akdoğan yapıyor.
“Senin bir şey yapmaya gücün yetiyorsa git işini yap. Türkiye’ye niye meydan okuyorsun? Var mı bir gücün? O zaman niye Türkiye’den yardım istiyorsun? Uçmayı bilmiyor, çıkmış çatıya konuşuyor. Sen konuşacağına, git o zaman orada mücadele et”
Başımıza bu işleri açan kendileri değilmiş gibi konuşuvermiş. Şimdiye kadar besledikleri, koruma altına aldıkları IŞİD belasına bir gün olsun terörist diyemediler, PKK’nın hemen hemen her istediğini yaptılar Türkiye bölünme noktasına geldi, işler çığırından çıkmaya başladı.
Şimdi güya posta atıyorlar. Neden acaba?
Neden acaba’ nın cevabı eski başbakan Erdoğan’ın (Dünya Ekonomik Forumu) açılış toplantısındaki konuşmasından geldi;
"Ey dünya, IŞİD gibi bir terör örgütü çıkınca ayaklanıyorsun da, PKK gibi bir terör örgütü ortadayken niye ayaklanmıyorsun? Orada niye sesin çıkmıyor, ona karşı niye bir ortak mücadele verelim demiyorsun” diyor.(Günaydın be eski başbakan günaydın!)
Aman Allah’ım! Neler duyuyoruz.
Ya Erdoğan’ın başına taş düştü ya da dünyanın sonu geldi.
Böyle düşünenler olabilir elbette ama Erdoğan sıkışık durumda hem kendi ikbalini hem de Türkiye’yi ateşe attığının farkına varınca feryada başladı.
Bundan böyle neler olacak bekleyip göreceğiz.

0 yorum:

Yorum Gönder