Facebook

20 Mart 2013 Çarşamba

AHİR ZAMAN MEHDİSİNİN ALAMETLERİ - 1



Ali bin Hüsameddin El Muttaki’nin Celaleddin Es-Suyuti’den derlediği hadisler:
“Kitabü’l Bürhan fi Alameti’l Mehdiyy’il Ahir ez zaman”


HZ. MEHDİNİN GELİŞİ ve İDARESİ

·      Ümmetim arasında Mehdi gelecektir. Ömrü, kısa olursa yedi, yoksa sekiz, yoksa dokuz sene. Ümmetim Onun zamanında iyi ve kötünün benzeri ile nimetlenmediği bir nimetle nimetlenecek, sema üzerine bol yağmur yağdıracak, arz nebatından hiçbir şey saklamayacaktır.

·      Yeryüzüne dört kişi malik olmuştur. İkisi mü’min, ikisi kafirdir. Mü’minler, Zülkarneyn ve Süleyman (a.s.), kafirler ise Nemrud ve Buhtunnasr’dır. Beşinci olarak Ehli Beytim’den birisi gelecek ve O da dünyaya malik olacaktır.

·      Dünyadan bir gece bile kalsa, Allah o geceyi uzatır ve Ehli Beytim’den birisi gelerek dünyaya hakim olurdu. Onun adı adıma, babasının adı babamın adına uyar. Daha önce yeryüzü nasıl zulümle doluysa, O, onu adaletle doldurur. Malı seviye üzere taksim eder ve Allah bu ümmetin kalplerine zenginlik verir. Yedi veya dokuz sene kalır. Mehdi’den sonra, (Hz. İsa (a.s.)’ın kırk senelik devrinden sonra) artık hayat yaşamakta, bir hayır yoktur.

·      Ümmet bal arılarının beyleri etrafında toplanması gibi Mehdi’ye sığınırlar. O daha önce zulümle dolu olan dünyayı adaletle doldurur, insanlar asr-ı saadet dönemine adeta geri döner, uykuda olan uyandırılmaz ve bir damla bile kan akıtılmaz.

·      Ahir zamanda ümmetimin başına, sultanlarından şiddetli belalar gelir, öyle ki yerler müslümanlara dar gelir. O zaman Allah, daha önce zulümle dolu olan dünyayı adaletle dolduran Benim soyumdan birisini gönderecektir. O zaman gök hiç bir yağmur damlasını esirgemeyecek ve yer de bereketlenecektir. O dünyada yedi veya sekiz kalacak, eğer çok olursa dokuz.

·      Beni Hak ile gönderen Allah’a yemin ederim ki, şu ümmetin Mehdi’si Hasan ve Hüseyin’dendir. Dünya hercümerc içinde kaldığında, fitneler zuhur ettiğinde, yollar kesildiğinde, bazıları bazısına hücum ettiğinde, büyük küçüğe merhamet etmediği, büyük büyüğe vakarlı davranmadığında; Allah, bu sırada, onlardan düşmanlığın kökünü kazıyarak dalalet kalelerini feth edecek ve evvelce Benim ayakta tuttuğum gibi, ahir zamanda, dini ayakta tutacak, önceden zulümle dolu olan dünyayı adaletle dolduracak birini gönderecektir.

·      Vay bu ümmete, o öldüren zalim meliklerden dolayı. Bu zalimler, kendilerine itaat edenler hariç, sessiz mutileri bile korkuturlar. Muttaki mü’min, diliyle taraftar gibi görünse de, kalbiyle onlardan nefret eder. Allah Teala, İslamı aziz olarak iade etmeği dileyince, her inatçı zalimi helak edecektir. O, bir ümmeti, istediğinde, bozulmasından sonra düzeltmeye gücü yeter. Ya Huzeyfe, eğer dünyadan bir gün bile kalsa, Allah o günü uzatır, ta ki Benim Ehli Beytim’den bir kimseyi Melik kılsın ve onun eliyle savaşlar yapsın ve İslamı açıklasın. O vaadinden dönmez ve hesapları seri olarak görücüdür.

·      Mehdi ile müjdelenin. O Kureyş’ten ve Ehli Beytim’den bir kişidir. O insanların ihtilaf ve sarsıntılar içinde bulundukları bir sırada çıkar. O, daha önce zulüm ve cevirle dolu olan dünyayı adalet ve insaf ile doldurur. Ondan yer ve gök ehli razıdır. O malı insanlar arasında eşit biçimde dağıtır. Ve Ümmeti Muhammedin kalplerini zenginlikle doldurur ve adaleti onları kaplar. O kadar ki; bir münadiye “Kimin ihtiyacı varsa bana gelsin” diye nida etmesi emir olunduğunda, bir kişiden başka kimse gelmez. O kimse istekte bulunur. O da “hazinedara git sana versin” der. O da “Mehdinin gönderdiğini” söyleyerek hazinedardan gücü yettiğince mal alır, fakat daha sonra pişman olarak, “Ben herkesten daha mı muhtacım ki, kimse gitmedi ben gittim” diyerek, aldığı malı iade etmek ister, o zaman hazinedar şöyle der: “Biz verdiğimizi geri almayız”. Bundan devir altı, yedi, sekiz veya dokuz sene devam eder. Bundan sonraki hayatta ise hayır yoktur. (Hz. İsa (a.s.)’ın  kırk senelik devri hariç)

·      Biz bir ara Peygamber (s.a.v.)’in yanında iken Beni Haşim’den bir grup genç geldi. Peygamber (s.a.v.) onları görünce gözleri doldu ve rengi değişti. Dedim ki, “ne oldu ki, sevmediğin bir şeyi yüzünüzde görüyoruz.” Buyurdu ki: Biz öyle bir Ehli Beytiz ki, Allah bizlere dünyayı değil ahireti seçti. Muhakkak ki, Benden sonra, Ehli Beytim bela ve mihnetlerle karşılaşacaklar ve sürgüne maruz kalacaklardır. Şark tarafından siyah bayraklı bir kavim gelinceye kadar… Bunlar Hakkı isterler verilmez. Çarpışırlar, muzaffer olurlar, istedikleri verilir.  Fakat o Hak, Ehli Beytim’den birisine verilmedikçe kabul etmezler. O (Mehdi) arza sahip olur ve kendisinden önce baskı ve zulümle dolu olan arzı adaletle doldurur. Sizden O’na kim yetişirse, kar üzerinde sürünerek dahi olsa gelsin, O’na katılsın. Zira O Mehdi’dir.

HZ. MEHDİ ZAMANINDAKİ BOLLUK

·      Ahir zamanda fitnelerin zuhuru sırasında, zaman kesintiye uğradığında, bir Emir olur ki O’nun insanlara ilk ihsanı, kendisinden sadaka kabul edecek olan kimselerin olmaması kaygısı ile kendisine gelen kimsenin kucağına taşıyabileceği kadar bol mal vermesidir. Bu mal insanlara ferahtan isabet eden şey sebebiyledir.

·      Mehdi geldiği zaman malı çok verir. Çalışanlara disiplinli davranır, miskinlere merhamet eder.

·      Ümmetim arasında Mehdi çıkacak, eğer kısa olursa yedi, yoksa dokuz. O zaman ümmetim, asla benzeri görülmemiş şekilde, bolluk içinde nimete kavuşacaktır. Yeryüzü yenecek şeylerini verecek, onlardan hiçbir şey saklamayacaktır. O gün mal hakir olur. Bir adam kalkar ve “Ey Mehdi bana ver, bana ver” der. O da, onun taşıyabileceği kadar elbisesine doldurur.

·      Mehdi’nin zamanında, küçükler keşke ben büyük olsaydım, büyükler de keşke ben küçük olsaydım diye temenni ederler.


Hz. MEHDİNİN NESEBİ

·      Mehdi’nin adı Muhammed’dir.

·      Mehdi’nin adı Benim adımdır.

·      Ehli Beytimden bir adam idareyi ele alır. Onun ismi ismime uyar.

·      Mehdi Benim soyumdandır ve Fatıma’nın evladındandır.

·      Biz Abdülmuttalip’in evladından yedi kişi, Cennetin efendileriyiz. Ben, Hamza, Ali, Cafer, Hasan, Hüseyin ve Mehdi.

·      Mehdi, bizden Ehli Beyttendir. Allah O’nu bir gecede olgunlaştırır.

·      Hz. Ali sordu: “Ya Resulüllah (s.a.v.) Mehdi bizden Al-i Muhammed’den mi, yoksa bizim gayrımızdan mı?” Buyurdu ki: Hayır, bilakis bizdendir. Allah bu dini nasıl Bizimle başlatmışsa Onunla sona erdirecektir. Ve onlar Bizimle nasıl şirkten kurutulmuşlarsa, Onunla da fitneden kurtulacaklardır. Allah Bizimle, insanların nasıl şirkten kurtararak, onların kalplerine ülfet ve muhabbet yerleştirmiş ve din kardeşi yapmışsa, Mehdi ile fitne adavetinden kurtaracak ve kardeş yapacaktır.

Hz. MEHDİNİN VASIFLARI

·      Eğer dünyadan bir gün bile kalsa, Allah, ismi Benim ismime, ahlakı Benim ahlakıma uyan ve künyesi de Ebu Abdullah olan bir adamı gönderecektir.

·      Ehli Beytimden ismi Benim ismim, ahlakı Benim ahlakım olan bir evladım çıkacak ve daha önce zulümle dolu olan dünyayı, O adaletle dolduracaktır.

·      Ben Mehdi’yi Peygamberlerin sahifelerinde şöyle bulurum. Mehdi’nin amelinde ne zulüm ne de ayıp yoktur.

·      Mehdi Bendendir. Kemer burunlu ve açık alınlıdır. Zulümle dolu olan dünyayı adaletle dolduracak ve yedi yıl malik olacaktır.

·      Mehdi’nin kaşları ince, yüzü parlak ve gözlerinin siyahı büyük olacaktır. Hicaz’dan gelip Şam’dan minbere oturduğunda 40 yaşında olacaktır.

·      Sizinle insanlar arasında dört sulh anlaşması olacak, dördüncü sulh, Heraklius ehlinden bir adam vasıtası ile olur ve bu yedi yıl devam eder. Bir adam “Ya Resulullah (s.a.v.) O gün insanların imamı kimdir?” dedi. Buyurdu ki: Evladımdan kırk yaşındaki “Mehdi”’dir. Yüzü parlayan yıldız gibi, yanağında siyah bir ben vardır, üzerinde kutvani iki aba bulunur. Tavrı beni İsrail ricaline benzer.(Heybetlidir). Hazineleri çıkarır ve şirk beldelerini fetheder.

·      Yemin ederim ki Allah Benim soyumdan bir adam gönderecektir. Onun dişleri aralıklı ve alını geniştir. Yeryüzünü adaletle dolduracak ve malı bol bir şekilde dağıtacaktır.

·      Resulullah (s.a.v.) Mehdi’yi anlattı, dilinde pelteklik olacağını ve kelimeyi telaffuz ona zor geldiğinde sağ elini sol uyluğuna vuracağını söyledi ve ismi ismim, babasının adı Babamın adıdır buyurdu.

·      Hz. Mehdi, Hz. Hasan’ın soyundandır. Bacakları aralıklıdır.

·      Mehdi, gerges kuşunun kanadı ile titremesi gibi, Allah’dan çok korkan bir kimsedir.

·      Mehdi’nin doğum yeri Medine’dir, Peygamber (s.a.v.)’in Ehli Beytindendir. İsmi Peygamber (s.a.v.)’in ismidir. Hicret edeceği yer Beytül Makdis (Kudüs)’dir. Sakalı sıktır, gözleri sürmeli olacaktır. Dişleri parlaktır, yüzünde bir ben vardır. Omuzunda Peygamber (s.a.v.)’in alameti vardır. Peygamber (s.a.v.)’in yünden bayrağı ile çıkacaktır. O bayrak dört köşeli olup dikişsizdir ve rengi de siyahtır. Onda bir hilal bulunur. O Resulullah (s.a.v.)’in vefatından beri açılmamış olup Mehdi çıkınca açılacaktır. Allah üçbin meleği Mehdi’ye yardım için gönderecek ve melekler O’na muhalefet edenlerin yüzüne ve arkasına vuracaktır.

·      O, yaşı otuz ile kırk arasında (kırk yaşında) olduğu halde gönderilecektir.

·      Mehdi, insanlar arasında otuz dokuz yıl bekler. (Kırkta çıkar). Küçükler büyük, büyükler de küçük olmak temennisinde bulunur.

·      Mehdi Benim evladımdan bir adamdır. Rengi Arabi, cismi İsrailî cismidir. Sağ yanağında parlayan yıldız gibi bir ben bulunur. Evvelce zulümle dolu olan yeryüzünü adaletle dolduracaktır. O’nun hilafeti döneminde yer ve gök ehli, havadaki kuşlar bile O’ndan razı olacaktır.

HZ. MEHDİNİN ZUHURUNDAN ÖNCEKİ ALAMETLER

·      Benden sonra fitneler görülecektir. O fitnelerden biri de “Ahlas” (Deveçulu) fitnesidir. Orada harp ve hicretler olur. Sonra ondan daha şiddetli bir fitne olur, ha kesildi denirken, sonra daha da devam eder ve fitnenin girmediği hiç bir ev ve dokunmadığı hiçbir müslüman kalmaz. Bu hal soyumdan bir adam çıkana kadar devam eder.

·      Başlangıcı çocuk oyuncağı gibi basit olan, fakat  bir tarafta sükunet bulsa da, diğer tarafta genişleyerek devam eden ve ancak semadan bir münadinin üç defa “Uyanın, falan Emir sizin gerçek emirinizdir” deyinceye kadar sona ermeyen fitneler görülür.

·      Tozlu, dumanlı karanlık bir fitne görülecek, bunu diğerleri takip edecek, tabi. Ehli Beytimden kendisine Mehdi denilen bir zat çıkıncaya kadar. Şayet O’na yetişirsen, O’na tabi ol ve hidayete erenlerden ol.

·      Bir fitne görülür, bunu diğer fitneler takip eder ve birinciler sonuncuların kılıçla çatışmaya dönüşünü kamçılar ve bundan sonra bütün haramların helal sayılacağı bir fitne gelir. Sonra da hilafet, yeryüzünün en hayırlısı olan Mehdi’ye evinde otururken gelecektir.

·      Bir gün Huzeyfe’nin yanında Mehdi’nin çıktığı söylendi. O dedi ki: Siz, eğer aranızda Hz. Muhammed (s.a.v.)’in ashabı olduğu halde O çıkarsa felah buldunuz. Muhakkak ki O, insanların karşılaştıkları şerler sebebi ile Gaibin (Mehdinin) kendilerine insanların en sevgilisi olmadıkça çıkmayacaktır.

·      Kûfe Mescidi’nin Abdullah b. Mes’ud’un evinin tarafındaki duvarı yıkıldığında, o zaman, o kavmin mülkünü kaybetmesidir ve o mülkün zevali sırasında da Mehdi çıkar.

·      Açıkça Allah Teala inkar edilmedikçe Mehdi’ye biat edilmez.

·      Mısır’da Kureyş’ten bir adam çıkar, çökük burunludur. Mağlup olur ve mülkünü zail eder ve Rum’a kaçar. Onları alıp İskenderiyye’ye getirir ve müslümanlarla savaşır ve ilk melhame bu olur.

·      Fitneler dörttür. Bolluk fitnesi, darlık fitnesi keza bir fitne ve altın madeninin zikri… Sonra da Peygamber (s.a.v.)’in soyundan Birisi çıkar ve Allah O’nun eliyle insanların işini ıslah eder.

·      Fırat altından bir hazineyi nerede ise ortaya çıkaracak. Kim onda hazır bulunursa ondan bir şey almasın.

·      Üzerinde insanların her yüzden doksan dokuzunun öldürüleceği altından bir dağı Fırat ortaya çıkarmadıkça kıyamet kopmaz. Onlardan her birisi “Keşke ben almış olsaydım” diyecektir. 

·      Fırat altından bir dağı açığa çıkarmadıkça kıyamet kopmayacaktır. O zaman insanlar onun üzerinde savaşacak ve her ondan dokuzu ölecektir.

HZ. MEHDİ’NİN ZUHUR SENESİNİ VEREN ALAMETLER

·      Sizinle insanlar (Rumlar) arasında dört sulh olacak, dördüncü sulh, Heraklius ehlinden bir adam vasıtası ile olur ve bu yedi yıl devam eder. Bir adam, “Ya Resullullah (sav) o gün insanların imamı kimdir?” dedi. Buyurdu ki: Evladımdan kırk yaşında Mehdi’dir. Yüzü parlayan yıldız gibidir, yanağında siyah bir ben vardır, üzerinde kutvani iki aba bulunur. Tavrı beni İsrail ricaline benzer hazineleri çıkarır ve şirk beldelerini fetheder.

·      Mehdi’nin çıkışından önce, şarktan parlak kuyruklu bir yıldız doğacaktır.

·      Beni Abbas’a ait siyah bayraklı bir başka ordu çıkar. Onların sarıkları siyah, elbiseleri beyaz olur. Başlarında Şuayb b. Salih Temimi bulunur. Süfyani’nin ordusunu yenerek Beytül Makdis’e iner. Mehdi’nin saltanatını hazırlarlar. Şam’dan üçyüz kişi de ona yardım eder. Bu ordunun çıkışı ile Mehdi’ye saltanatın teslimi arasında yetmiş iki ay vardır.

·      Ramazanda bir seda, Şevvalde bir ses, Zilkadede kabileler arasında savaş olur. Hacılar talana uğrar. Mina’da ölülerin çok olacağı bir savaş olur, öyle ki orada taşları kan gölü içinde bırakacak, kadar kan akar. İnsanlar nihayet Mehdi’ye gelirler ve Rükün ile Makam arasında, kendisi istemediği halde, O’na biat ederler. “Eğer kabul etmezsen boynunu vururuz” derler. Yer ve gök ehli O’ndan razı olur.

·      Medine’de büyük bir vakıa olur. Öyle ki yağ taşları kan içinde kalır. Bu olayda bir kadının öldürülmesi, bir kırbacın sallanması kadar kolaydır. Bu olay Medine’den yirmi dört mil kadar yayılır. Sonra Hz. Mehdi’ye biat edilir.

·      Bizim Mehdimiz için iki alamet vardır ki, Allah semavat ve arzı yarattığından bu yana böyle bir şey vaki olmamıştır. Bunlar Ramazanın ilk gecesinde ay, yarısında ise güneş tutulmasıdır. Allah semavat ve arzı yarattığından beri böyle bir şey olmamıştır.

·      Mehdi’nin çıkışından önce, Ramazan’da iki kez ay tutulması olacaktır.

·      Abbasi, Horasan’a ulaştığı zaman Şarkta boynuz şeklinde bir yıldız çıkar. Bu yıldız, ilk çıktığında Allah Nuh kavmini helak etmiştir. Hz. İbrahim ateşe atıldığında da çıkmıştır. Firavun kavmi yok edildiğinde ve Yahya b. Zekeriya öldürüldüğünde de görülmüştür. Siz o yıldızı gördüğünüzde fitnelerin şerrinden Allah’a sığının. O yıldızın doğması güneş ve ay tutulmasından sonra olacaktır. Sonra fitneler “alaca karga” Mısır’da zuhur edinceye kadar devam eder.

·      Semadan bir alamet gördüğünüzde ki o doğudan geceleri doğan büyük ateştir. O zaman insanlar ferahlanacaklar. O alamet Mehdi’nin çıkışı demektir.

·      Siz üç veya yedi gün, doğudan bir ateşi gördüğünüz zaman Al-i Muhammed’in çıkmasını bekleyiniz, bir münadi Mehdi’nin ismi ile semadan nida edecek ki, doğuda batıda olan herkes bu sesi işitecek. Öyle ki korkudan, uykuda olanlar uyanacak, ayakta olan çökecek, oturan ise ayağa fırlayacaktır. O sesi işitip de “icabet eden” kimseye Allah rahmet etsin. Zira bu birinci ses Cebrail’in sesidir.

·      Semadan bir münadi “Hak Al-i Muhammed’dedir” şeklinde bağırdığı zaman Mehdi (a.s.) zuhur eder, herkes sadece O’ndan konuşur, O’nun sevgisini içer ve O’ndan başka bir şeyden bahsetmezler.

·      Semadan bir münadi “Hak Al-i Muhammed’dedir”, yerden de bir münadi “Hak Al-i İsa’nın veya Abbas’ındır” (Ravi burada şüphe etti) diyecektir. Yerden gelen ses şeytanın kelimesi, semadan gelen ses ise Allah’ın yüce kelimesidir.

·      Malum ses, Ramazan ayında Cuma gecesinde olursa onu dinleyin ve itaat edin. Eğer gündüzün sonunda olursa, o mel’un İblisin “Falan adam mazlum olarak öldürüldü” şeklinde nidasıdır. Bu sesin amacı, insanları şüphe ve fitneye düşürmektir. O günde niceleri tereddüt ve şaşkınlık içinde kalacaktır. O, birinci sesi Ramazanda işittiğinizde, ondan şüphelenmeyin zira o Cebrail’in sesidir ve bunun alameti Mehdi’nin ve babasının ismini zikretmesidir.

·      Güneş alamet olarak doğmadıkça, Mehdi çıkmayacaktır.

·      “ Bu işin önünde alametler var mıdır?” –ki Mehdi’nin zuhurunun kastediyor- Dedi ki: “Evet” dedim. “Nedir onlar?” Dedi ki: “Beni Abbas’ın helaki, Süfyani’nin çıkması, Beyda’da batma” Ben yine “Sana canım kurban olsun, bu işin uzamasından korkuyorum” dedim. Dedi ki: “Bu iş tesbih taneleri gibi arka arkaya gelir.”

·      Mehdi’nin beş alameti bulunur. Bunlar, Süfyani, Yemani, semadan bir sayha, Beyda’da ordunun batışı ve günahsız insanların öldürülmesidir. (Mina’da hacıların öldürülmesi)

·      Günahsız insanlar öldürülmeden Mehdi çıkmaz. Günahsızlar öldürüldüğünde, onların öldürenlere yer ve gök ehli buğz ederler. Mehdi insanlara gelir de onu yeni gelin gibi aşk ve muhabbetle kucaklarlar. O yeryüzünü adaletle ve nefasetle doldurur. Arz nebatatını çıkarır, gökte yağmurunu yağdırır. Ümmetim daha önce görülmemiş biçimde nimetlenir.

·      “İnsanlar başlarında bir imam bulunmaksızın Hac ederler.” Mina’ya indiklerinde etrafları, köpeklerin sarışı gibi, sarılıp, kabilelerin birbirine girmesi ile büyük savaşlar olur. Öyle ki ayaklar kan gölü içinde kalır. İnsanlar endişeyle onların en hayırlısına koşarlar. Ve ona geldiklerinde O’nu Kabe duvarına yapışmış ağlar bir halde bulurlar. Peygamber (s.a.v.) buyurur ki: Ben O’nun gözyaşlarını adeta görür gibiyim. O’na “Gel sana biat edelim.” Derler. O ise, “Yazık size, ne kadar söz bozdunuz, ne kadar kan döktünüz.” der ve sonra istemediği halde biatlarını kabul eder. Eğer siz O’na yetişirseniz O’na biat ediniz, çünkü O yerde de gökte de Mehdi’dir.

·      Her birisi kendinin Tek Mabud olan Allah’dan, Resul olarak gönderildiğini iddia eden altmış yalancının çıkması.

·      Kafirler Arap yarımadasına inerler, ordular düzenlenir, halife öldürülür, dertlerde büyür. Şam surları üzerine bir münadi “Yaklaşan şerden dolayı vay arabların haline” der.

·      Şam karyelerinden Haresta denilen bir köyün batması.

·      Süfyani’nin ordusunun ve onunla bulunanların Mekke ile Medine arasındaki Beyda’da batması.

·      Doğu’dan ayı ışıklandıran bir yıldızın doğması, sonra bu yıldız eğrilir, öyle ki iki ucu birbirine yakın olur veya hemen hemen birleşir.

·      Kufe mescidinin, Abdullah İbn Mesud’un evi tarafındaki duvarının yıkılması.

·      Fırat nehrinin durdurulması ve onun suyunun Kufe’ye girip şehri harap etmesi.

·      Kinde soyundan topal bir adamın, batı tarafından çıkıp zafer bayrakları ile Mısır’ın üzerine galip gelmesi.


0 yorum:

Yorum Gönder