Facebook

6 Mart 2013 Çarşamba

HZ. ALİ'DEN RİVAYET




Ali as buyurdu: 
İranlılar ve Araplar Arasındaki Savaş Doruk Noktasına Çıkacak. İranlılarla Araplar arasında düşmanlık ve kavga doruk noktasına çıkacak…(1)







Kaidu’l İmamiye[1] kitabının yazarı Yahudi kavminin Batıdan gelerek Orta Doğuda kıyam edeceğini Filistin topraklarında İsrail adında bir devlet kuracağını ve sonunda Irak (İran orduları) tarafından gelen güçlü ordunun yardımıyla Araplar ve Müslümanların bir birlerine destek vermesiyle birlikte bu devletin ortadan kaldırılacağını haber veren detaylı bir hadis nakletmiştir. Irak tarafından gelen İran ordularının Filistin yönüne doğru hareket ettiğini ve bayraklarında: وَاَعِدُّوا لَهُمْ مَا اسْتَطَعْتُمْ مِنْ قُوَّةٍ “Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet hazırlayın.” (Enfal Suresi, 60. Ayet) ayetinin işlendiğini nakletmiştir.

Emire’l Mümin’in Hz. Ali (aleyhi selam) şöyle buyurmuştur: Yahudiler batıdan gelerek Filistin topraklarında bir devlet kuracaklar.” İnsanlar dediler ki: “Ey Ebu’l Hasan! O esnada Araplar nerede olacak?!” İmam aleyhi selam şöyle buyurdu: “O zaman Arapların güçleri birbirinden ilişkisiz, bağlantıları kopuk, dayanışma ve işbirliğinden yoksun olacaktır.”

Sonra şöyle soruldu: “Acaba bu bela ve sıkıntılar uzun mu sürecek?” buyurdu ki: “Hayır, Araplar başkalarının nüfuzundan kurtulup kendi işlerini ellerine aldıklarında ve kararlarında ciddi oldukları zaman kendi elleriyle Filistin’i feth edeceklerdir. Araplar muzaffer ve müttehit olacaktır. Irak tarafından onlara yarım güçleri gelecek ve onların bayraklarının üzerinde “Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet hazırlayın.” Ayeti yazılı olacaktır. Araplar ve Arap olmayan Müslümanlar (bazı rivayetlerde İranlılar diye geçmiştir) birlikte Filistin’in kurtarılması için (Yahudilerle savaş için) kıyam edecektir. Savaş, iki grubun denizin büyük bölümünde karşı karşıya geldikleri sırada oldukça zorlu geçecek, insanlar kanlarında yüzecek ve yaralılar ölülerin cesetlerinin üzerinden geçecektir.”

İmam Ali (a.) sonra şöyle buyurdu: “Araplar, Yahudilerle üç kere savaşacak* ve dördüncü savaşlarında Allah onların sabit kadem olduklarını, iman ve sadakatini gördüğünde zaferi onların başlarının üzerinde dalgalandıracaktır.” Hz. Ali (a.s) sonra şöyle buyurdu: “Yüce Allah’a andolsun ki bir tek Yahudi Filistin’de kalmayacak şekilde tüm Yahudiler koyun gibi öldürülecektir.”
Emire’l Mümin’in Hz. Ali’nin “Araplar ve Arap olmayan Müslümanlar birlikte Filistin’in kurtarılması için (Yahudilerle savaşmak için) kıyam edecektir.”Cümlesinden ve bunun gibi onlarca hadisten anlaşıldığı kadarıyla Arap olmayan Müslümanlardan maksat İranlılardır. İmam Mehdi’nin (a.s) zuhuru öncesi Filistin’in kurtarılması için Irak ve Suriye üzerinden Aziz Kudüs’ü kurtarmak için Filistin’e gireceklerdir.

Dolayısıyla bunun gibi hadislerden anlaşıldığı üzere (Allah en iyisini bilendir) Horasanlı Seyyid’in eliyle Filistin toprakları üzerinde kurulan korsan İsrail devleti ortadan kaldırılarak İmam Mehdi’nin Kudüs’e hareket etmesi sağlanacaktır. (bazı hadislerde bu işi bizzat imam Mehdi’nin yapacağı söylenmiştir)


Şimdi de yorgunluk bilmeyen imamların soyundan gelen kahraman Horasanlı Seyyid’in kim olduğuna bir göz atalım.




Merhum Hairi Yezdi, “İlzamu’n Nasip” kitabında Araplarla İranlıların husumetine özellikle imam Mehdi’nin zuhuru öncesinde aralarındaki husumete işaret etmekte. Bu rivayeti İmam Sadık’tan, imam Sadık’ta (a.s) imam Ali’den (a.s) şöyle nakletmiştir:

Emire’l Mümin’in Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Sonra Araplarla acemler (İranlılar) arasında düşmanlık, ihtilaf, birbirlerinden kaçınmalar yaşanacaktır. Onlar devamlı savaş, kavga, ihtilaf ve keşmekeş içinde olacaktır. Öyle ki iş (Ebu Sufyan’ın) oğulları yani meşhur Sufyani’ye** kadar uzar.

O, “Yabis Vadisinde” yani susuz ve otun bitmediği kuru bir yerde ortaya çıkacak ve Dimeşk (Şam) hakimi onun ortaya çıkmasıyla oradan kaçacak. Arap kabileleri onun etrafında toplanacak ve fitne, fesat ve sapkınlardan olan (Rabii), (Cerhumi) ve (Asheb) ve onlardan başkaları da ortaya çıkarlar. Sufyani onunla savaşan herkese galip gelerek yenecek.” İmam sonra şöyle buyurdu:

“Sonra Horasan’dan bir kişi kıyam edecektir. Çin ve milletan’[2]dan kıyam edecek[3]. Sufyani onu ortadan kaldırması için orduları onun üzerine gönderecek, ancak ona üstünlük sağlayamayacak. Sonra biz (ehlibeyt)den birisi Gilan’dan (İran’ın şehirlerinden bir şehir) kıyam edecek.

Ve o meşrikli (doğulu)[4] ona Osman’ın Şialarını[5] defetmesi için yardımcı olacak ve Abr ve Deylem[6] halkı ona icabet edecek ve ondan nimetler elde edeceklerdir. Ve oğlum[7] için elem ve bayraklar kaldırılacak ve o, onları etraf ve çevreye dağıtarak perakende edecek. Sonra Basra’ya gelerek orayı tahrip, Küfe’yi ise abat eder. Sonra Süfyani onunla savaşmak için hazırlık yapar. Süfyani tüm güç ve kuvvetiyle onu ortadan kaldırmak için ciddi karar alır.

İmam Ali (a.s) sonra şöyle buyurdu: “Sonra o hengamede binlerce kişi savaşmak için donanmış ve birbirleriyle karşılaşmak için kendilerini hazırlamışlardır. Büyük koçu öldürürler ve devrimci ölür ve başka bir kişi kıyam eder.

Sonra Yemenli, Süfyaniyle savaşmak için Yemen’den hareket eder ve Nasrani’yi öldürür[8]…

Bu hadis de diğer hadisler gibi Horasani konusunu aydınlatmakta ve onun zamanında İranlılarla Arapların arasındaki düşmanlık ve ihtilafları net bir biçimde ortaya koymaktadır. Ancak hadisin sonu karışık ve herkesin kapasitesinin üzerinde olduğu için anlaşılması zor olduğundan (biz getirmedik) burada olayların daha iyi anlaşılması ve ahir zamana dair öngörülerin daha iyi anlaşılması için başka bir hadise daha değinip açıklamasını yapacağız.

* Bilindiği gibi Araplar, İsrail kurulduğu günden bu yana İsrail’le 1948-1967 ve 1973 yılları olmak üzere üç kez kanlı savaşlara girişti. Artık dördüncü savaş için Arap olmayan Müslümanlarla Arapların birleşip müttehit olacakları güne kadar sabretmemiz gerekmektedir. İnşallah o gün geldiğinde Yahudiler Filistin topraklarından temizlenecektir.

** Peygamber efendimizle Ebu Süfyan’ın dördüncü dedeleri birdi. Yani ikisi arasında akraba bağı bulunmaktadır. İki soyun kısaca şecerenamesi şu şekildedir:

Peygamberimiz Hz. Muhammed- Abdullah- Abdül Muttalib- Haşim ve Abdu Menaf

Ebu Süfyan (Sağr) – Harb- Ümeyye- Abduşşems ve Abdu Menaf
Görüldüğü gibi Hz. Peygamber efendimizle Ebu Süfyan’ın dördüncü büyük babaları birdir. Haşim ve Abduşems ikiz olarak dünyaya gelirler. Doğum sırasında Haşim’in parmağı Abduşems’in anlına yapışık olarak dünyaya gelir ve parmağı anlından ayırdıklarında oldukça fazla kan akar. Bu durum bazılarınca iki kardeşin arasında devamlı kan olacağına yorumlanır. Gerçekten de o şekilde olur. Ebu Süfyan’ın dedesi Peygamberimizin dedesine her zaman kin ve düşmanlık gütmüştür. Onlardan sonraki dedeler arasında da aynı şeyler yaşanmıştır. (tabi her zaman kötü olan ve düşmanlık güderek karşı tarafı ortadan kaldırmak isteyen Ebu Süfyan soyu olmuştur) Daha sonra da Ebu Süfyan Peygamberimizin karşısına çıkarak her türlü entrika ve düşmanlık yapmıştır sonunda Mekke feth edilince canını kurtarmak için mecburen Müslüman olmuş ve canını görüntüde Müslüman olarak kurtarmıştır. Sonra bu düşmanlık Muaviye ile devam etmiştir. Muaviye’de bu soyun devamı olan Hz. Ali ve Hz. Hasan’a karşı bu düşmanlığı devam ettirmiş ve daha sonra da Hz. Hüseyin’e karşı Yezid bu düşmanlığı sürdürmüştür… en sonunda ahir zamanda da Peygamberimizin torunu İmam Mehdi’nin karşısına yine Ebu Süfyan’ın soyundan olan Süfyani çıkacak ve tıpkı dedeleri gibi her türlü fitne ve hile ile İslam’ı ortadan kaldırmak için uğraş vererek on binlerce masum insanı katledecek ve nihayetinde imam Mehdi’nin ordusu tarafından ele geçirilecek ve başı bedeninden ayrılarak dedelerinin gittiği cehennemin en karanlık yerine gönderilecektir inşallah.

Kaynaklar:
[1] - Akaidu’l İmamiye, c.1, s. 270
[2] - Mu’cemu’l Buldan kitabında şöyle yazmaktadır: “Milletan[2], Hindistan’ın Gazne’ye yakın topraklarında bulunan bir şehirdir.”
[3] - Yani: ülkenin kontrolünü ele geçirecek veya başkanlığa gelecektir.
[4] - Meşriki’den maksat zahiren Şueyb bin Salih’tir. Tıpkı bazı rivayetlerden anlaşıldığına göre yıllar önce İran’a muhaceret etmiş ve İran’da gelişerek büyümüştir. Ve bazı rivayetlere göre onun doğum yeri Taligan’dır. (İran’ın bir şehrinin adı)
[5] - Osman’ın Şia’sından maksat Süfyani taraftarlarıdır.
[6] - Abr, Nişabur şehrinin (İran’da bulunan bir şehrin adı) eski adıdır. Deylem ise Kazvin (İran’ın şehirlerinden bir şehrin adı) kentinin kuzey bölümdür. Asl, ise Gilan’ın dağlarının hazar denizi ile Kazvin’in yer aldığı kısımlarının adıdır.
[7] - Oğlum’dan maksat büyük bir ihtimalle Hz. İmam Mehdi’dir. (a.s)
[8] - İlzamu’n Nasib, c. 2, s. 160.
Açıklama: Açıklama: https://mail.google.com/mail/u/0/images/cleardot.gif


0 yorum:

Yorum Gönder