Facebook

20 Mart 2013 Çarşamba

AHİRZAMAN MEHDİSİNİN ALAMETLERİ- 2



SÜFYANİ FİTNESİ
·      Şam’ın ortasından, adına Süfyani denilen ve kendisine tabi olanların çoğunun Kelb Kabilesinden olacağı birisi çıkar. O insanları öldürür, hatta kadınların karınlarını deşip çocuklarını katleder. Sonra onunla savaşmak için bir ordu toplanır ve onu öldürür.

·      Süfyani, Halid b. Yezib b. Ebusüfyan’ın evladındandır. Kafası oldukça büyüktür. Yüzünde kaşıntılı bir hastalıktan (çiçek bozuğu) eser vardır. Gözünde de beyaz bir nokta bulunur. Şam şehrinden çıkacaktır. Ona tabi olanların çoğu Kelb’tendir. Kadınların karınlarını deşip çocuklarını öldürür, kendisine karşı toplanan Kays kabilesini de iyice yok eder. (İşte o zaman) Ehlibeytim’den Harem de bir adam çıkar. Onun haberi Süfyani’ye ulaşınca, Süfyani ona karşı ordusundan bir ordu gönderir. Ancak Mehdi, bu orduyu hezimete uğratır ve bunun üzerine Süfyani yanındakilerden bir orduyu, O’na karşı tekrar gönderir. Ancak bu ordu arzdan Beyda’ya vardıklarında yere batırılır ve kendilerinden haber getirecekler dışında kimse sağ kalmaz.
·      Süfyani’ye rüyasında “Kalk ve ortaya çık” denilir. Kalkar ancak kimseyi bulamaz, ikinci bir rüya ile ayni şeyi görür, yine kimseyi bulmaz, üçüncü bir rüyada ise “kalk çık ve kapının önüne bak” denilir. Kalkıp kapıyı açtığında ellerinde bayraklarla yedi ila dokuz kişiyi görür, bunlar Süfyani’ye “Biz senin ashabınız” derler. Süfyani onlarla beraber çıkar ve vadinin muhtelif yerlerinden birçok insanda kendisine tabi olur. Allah kendisine karşı Şam sahibini çıkarır, ona karşı gelir savaşır, sancağına baktığı zaman, Süfyani onu hezimete uğratır.

·      Beni Abbas’ın değirmeni döndüğü zaman, bayrak sahipleri atlarını Şam’da zeytin ağaçlarına bağladığı zaman ve bu ordu ile Allah’ın, “Esheb ve ailesini” yok ettiği zaman, onlardan kaçacak ve saklanacak kimsenin kalmadığı zaman, Caferiler ve Abbasiler düştüğünde, “Ciğer yiyen oğullarının” (Süfyaninin) Şam minberine oturduğunda Berberi kavmi de Şam’a geldiği zaman, işte bu Mehdi’nin çıkış alametidir.

·      Beni Haşimi’den bir adam Melik olur ve Beni Ümeyye’yi öldürür. Onlardan azıcık bir şey kalır, onlardan başkasını öldürmez. Sonra Beni Ümeyye’den birisi çıkar ve bir kişiye karşılık iki kişiyi öldürerek, kadınlardan başkasını sağ bırakmaz. Sonra ise Mehdi gelir.

·      Türk size hücum ettiği zaman, malı toplayan halifeniz öldüğü zaman, o halifeden sonra iki yıl içinde de azledilecek olan zayıf bir adam başa geçtiği zaman, Şam’ın batısında batma olduğu zaman, Şam’dan üç kişi çıktığı zaman, Batı insanları da Mısır’a çıktığı zaman, bunlar Süfyani’nin alametleri olacaktır.

·      “Ciğerleri yiyenlerin oğlu” olan Süfyani kuru bir vadiden çıkar. Kelp kabilesinden abus çehreli, sert kalpli adamlardan bir ordu düzenler ve bunlar her tarafa zulmederler. O; medrese ve mescidleri yıkar, rüku ve secdeye giden herkesi cezalandırır.  Zulüm, fesad ve fısk çıkarır. Alim ve zahidleri katleder, pek çok şehri de işgal eder. Kan akıtmayı helal kılarak, Al-i Muhammed’e düşman kesilir. Temiz insanlara ihaneti tecviz eder.

·      Büyük şehirler, dün sanki yokmuş gibi helak olur. Süfyani ile ordusu kalabalık beş kabileyi istila eder.
·      Süfyani elinde, vurduğu kimseyi öldürecek, üç kılıçla çıkar.

·      Süfyani’de Mehdi’de iki yarış atı gibi çıkarlar ve arkalarından gelenlere karşı galip gelirler.

·      Süfyani, Fırat’ı ancak kafir olduğu halde geçer.

·      Süfyani Kufe’ye girer ve üç günlük bir işgalden sonra altmış bin kişiyi öldürür. Burada on sekiz gece kalır. Kufe’nin mallarının hepsini paylaştırır. Ancak Süfyani’nin Kufe’ye girişi Türkler ve Rumlarla “Karkisa”da çarpışmasından sonradır. Sonra onların aralarına fitneler sokar ve onlardan bir grup Horasan’a döner. Süfyani öldürür, kaleleri yıkar, Kufe’ye girer. Sonra Horasan ehlini arar. Horasan’dan Mehdi’ye itaat edecek bir grup zuhur eder. Sonra Süfyani Medine’ye bir ordu gönderir, Peygamber (s.a.v.)’in soyundan bazı insanları Kufe’ye getirir. Sonra, Mehdi ve Mansur çıkıp kaçar ve Süfyani’de onları araştırır. Mehdi ve Mansur Mekke’ye vardığında Süfyani’nin ordusu da Beyda’da batmış olur. Sonra Mehdi Medine’ye gelerek Beni Haşim’den hapiste olanları kurtarır. Ve bu arada siyah bayraklılar çıkarak bir su kenarına varırlar ve bunu duyan Süfyani ile yakınları kaçarlar. Mehdi, bilahare Kufe’ye inerek buradaki Haşimileri kurtarır. Sonra Kufe havalisinden kendilerine “Usub” adı verilen bir cemaat çıkar ki silahlarını fark etmiş olan bir kısım Basralılar da bulunur. Böylece onlar Kufe halkından esir bulunanları Süfyanilerin elinden kurtarırlar ve ardından siyah bayraklı ordu biat için Mehdi’ye gelir.

·      Süfyani, Kufe ve Bağdat’a girdikten sonra ordularını etrafa gönderir, Horasan toprağındaki Maveraün nehir’den başında Emevi soyundan birisinin bulunduğu bir fırka Süfyani’nin ordusuna katılır. Onlar için Tunus’ta bir vaka, bir vaka da Şırnak’ta görüldükten sonra, sağ avucunda bir ben bulunan Haşimi bir gencin komuta ettiği, siyah bayraklı bir ordu çıkar. Ve Allah bu ordunun işlerini ve yolunu kolaylaştırır. Sonra Horasan sınırında onların lehine bir vak’a olur. Bu Haşimi karayolu ile ilerler ve Şuayb b. Salih Temimi’nin komutasındaki bir başka ordu ile birleşerek, Estahir kapısındaki savaştan sonra Mehdi ile buluşurlar. Bu savaşlar atların ayaklarını kanlar içinde bırakacak şiddette olur. Yine Allah Teala, başında Beni Adiy’den bir adamın bulunduğu ve Sicistan’dan gelen bir orduya da yardım edecektir. Rey vak’asından sonra Medayinde de büyük bir vak’a olur. Kerkük’de de kurtulabilenin onu anlatacağı bir vak’a görülür ve sonra büyük bir katliam meydana gelir. Nuseybin arzında da bir vak’a olacak ve Ahvaz’da kendilerine “Usub” denilen hepsi de Kufe ve Basra’lı bir topluluk çıkıp Kufe’li esirleri kurtaracaklardır.

·      Süfyani ordusunu, Horasan ve Fars toprağından doğunun bütün insanlarına karşı gönderir. Doğu halkı ile defalarca savaşır. Bu savaşlar devam ederken, doğunun en uç noktasında Beni Haşim’den birisine biat edilir. Beni Haşim’den olan bu genç, Horasan ehli ile beraber çıkar ve başlarına Şuayb b. Salih Temimi olur. Bu genç sarışın olup hafif sakallıdır. Beş bin kişilik ordusu vardır. Bu ikisi birleşirler ve Şuayb b. Salih Temimi komutan olur. Bunların karşısına dağlar çıksa ezilir. Süfyani’nin ordusu ile savaşırlar, ancak Süfyani galip gelir. Haşimi genç kaçar. Şuayb b. Salih’de saklanarak Kudüs’e gelir ve Hz. Mehdi Şam’a ulaştığında onun için Kudüs’de bir ev hazırlar.

·      Süfyani, bir ordu göndererek, Medine’de Beni Haşim’den kim varsa öldürülmesini ister. Beni Haşim’den ele geçirilenler öldürülür ve geride kalanlar dağlara kaçarak Mehdi, Mekke’de çıkana kadar saklanırlar. Mehdi zuhur ettiği zaman Medine’den kaçan bu insanlar Mekke’de O’nun etrafında toplanırlar.

·      Şam’ın alt tarafından, kendisine Süfyani denen bir adam çıkar ve ona tabi olanların çoğu Kelb’den olur. Süfyani insanları öldürür ve hatta kadınların karınlarını deşerek çocukları katleder. Onlara karşı Kays toplanır ve onları da öldürür. Hatta zulmü o hale gelir ki kurtlar bile onu lanetlerler. Sonra Ehlibeytim’den olan Mehdi Harra’da çıkar ve bu haber Süfyani’ye ulaşır ve O Mehdi üzerine bir ordu gönderir. Ancak Mehdi Süfyani’nin ordusunu hezimete uğratır. Süfyani bunun üzerine yanındaki bütün askerlerini toplayarak O’nun üzerine tekrar bir ordu gönderir, fakat bu ordu Beyda’ya varınca yere batırılır. Onlardan ancak haberci kurtulur.

·      Bir gün Peygamber (s.a.v.) Ümmü Seleme’nin evinde uyurken birden uyanarak “Biz Allah içiniz ve Allah’a döneceğiz.” Dedi. Ümmü Seleme “Niçin böyle dediniz Ya Resullullah” dediğinde, Peygamber (s.a.v.) buyurdu: Medine’li bir şahsı aramak için Irak tarafından gelen bir ordu sebebi ile ki, Allah Teala o ordudan o şahsı korur ve onlar Zülhuleyfe’den Beyda’ya geldiklerinde yere batırılırlar. Onların önde olanları, arkadakilere yetişemedikleri gibi, arkadakiler öndekilere kıyamet gününe kadar yetişemezler.

·      Medine reisi, Mekke’deki Haşimilere bir ordu gönderir, ancak Haşimiler bu orduyu hezimete uğratır. Bunun üzerine Şam’ın o günkü sahibi olan Süfyani, içinde altı yüz yabancı olan yeni bir orduyu tekrar Haşimi’lerin üzerine gönderir. Aydınlık bir gecede bu ordu çöle giderken, bir çoban fark ederek “Vay Mekke’nin başına gelene” şeklinde söylenirken, ordunun birden gözünün önünden kaybolduğunu görünce “Sübhanallah kısa zamanda nasıl da yok oldular” diyerek onların battığı yere gelip ve yarısı yerde, yarısı yerin dışında kalmış bir yorganı yakalayarak, çıkarmaya çalışır. Lakin çıkaramaz ve o zaman ordunun toprağa battığını anlar. Mekke reisine bunu müjdelemek için gider ve bunu duyan Mekke reisi “Elhamdülillah, bize kendisinden haber verilen alamet işte buydu” der.

·      Batan ordudan biri müjdeleyici, diğeri ise korkutucu iki kişi sağ kalır. Müjdeleyici Mehdi’ye korkutucu ise Süfyani’ye haber verir. Bunların ikisi de Kelp’tendir.

·      Beyda da ordunun yere batırılışı Mehdi’nin çıkış alametidir.

·      Mehdi, Beyt’e iltica ettiğinde, üzerine her taraftan ordular gönderilir. Ancak bunlar Beyda’da batarlar. Peygamber (s.a.v.)’e “İstemeyerek gidenlerin durumunun ne olacağı” sorulduğunda, buyurdu ki: “Kıyamet günü herkes niyetine göre dirilecektir.”

·      Süfyani’nin helaki bir cemaati iki defa hüsrana uğrattıktan sonra olur. Mehdi’de Gota bölgesinde Haresta adı verilen bir köy batmadan çıkmaz.

·      Süfyani Türklerle savaştıktan sonra, onun yok edilmesi görevi, Mehdi’nin elinde olur. Mehdi ilk kurduğu orduyu da Türk’e (tarafındaki düşmanlara) gönderir.

0 yorum:

Yorum Gönder