Facebook

16 Aralık 2013 Pazartesi

HAYRÜL MÂKİRÎN

Bediüzzaman Emirdağ Lahikası’nda  Demokrat iktidarının son zamanlarında Demokrat hükümetini uyarmış ve  “Halkçılar ırkçılığı elde edip tam sizi mağlûp etmeye bir ihtimal-i kavî ile hissettim. Ve İslâmiyet namına telâş ediyorum” demişti. Gerçekten bu uyarının ardından kısa bir süre sonra Bediüzzaman’ın öngörüsü aynen gerçekleşmiştir. Bu iki akımın ordu içindeki temsilcileri darbe yaparak Demokrat hükümetini devirmiştir.

Gaybi Haberler bloğumuzda zaman zaman Bediüzzaman’ın bu öngörüsünün sadece o zamana mahsus olmayıp buna benzer bir durumun tekrarlanabileceğini yazmıştık. Bu ihtimalin emarelerini yine görmekteyiz. Bu manayı teyid eden bir yazıyı Osman Özsoy Haber7’de “CHP-MHP seçim ittifakı başladı” başlığıyla yazmış.

Osman Özsoy önce 2 Mayıs'ta kaleme aldığı “Yerel seçimde CHP-MHP işbirliği ve olası ittifaklar” başlıklı yazısından alıntı yaparak başlamış: "Yaklaşan yerel seçimlerde oldukça bariz bir şekilde CHP - MHP işbirliğine şahit olacağız. Bu işbirliğinin temel amacı ve motivasyonu sadece belediye başkanlıklarını almakla sınırlı kalmayacak. 2014 yerel seçimlerinin hemen ardından başlayacak ve ilk defa halk tarafından seçilecek cumhurbaşkanı seçim sürecinde AK Parti'ye karşı bir blok oluşturmayı da hedefleyecek..." demiş.

“O günler geldi... “ diyor ve devam ediyor.

“Açıkça ilan edilip "seçim ittifakı" olarak adı konmamış olsa da, CHP ve MHP pek çok yerde ortak hareket etmeye başladılar.”

“MHP'nin güçlü olduğu yerlerde CHP'nin, CHP'nin güçlü olduğu yerlerde MHP'nin düşük profilli aday göstererek diğerini örtülü bir şekilde destekleyeceğinin altını çizdik.” diyor. 

Yazının sonunda “Açıkça ilan edilip "seçim ittifakı" olarak adı konmamış olsa da, CHP ve MHP pek çok yerde ortak hareket etmeye başladılar. Bu durum 2009 seçimlerinde pek çok yerde denenmiş ve oldukça başarılı sonuçlar vermişti. “ diyor.

Bediüzzaman vefatını haber verdiği Eddai isimli şiirinde “Sekseninci olmuştur mezara bir mezar taş, Beraber ağlıyor hüsrân-ı İslâm’a” diyerek Halkçılarla ırkçıların el birliği ile gerçekleşen 27 Mayıs 1960 darbesinin islam için bir hüsran olduğunu ifade etmiştir.

Şimdi aynı durum yani hüsran-ı islam bir kere daha gerçekleşebilir. Hem de bu sefer sadece Halkçılarla ırkçılar değil, ayrıca o kökten çıkan bir cemaatin desteği de bu cepheye eklenmiş görünmektedir. Ancak bizim bildiğimiz Bediüzzaman’ın meşrebine sahip şakirtler CHP’ye asla oy vermeyeceklerdir.

Dünyada islamofobik bir süreç hızla sürmekte… Gezi bu sürecin bir parçasıydı. Şimdilik akim kalmış olsa da her fırsatta Gezi isyanı yeniden ateşlenmeye çalışılmaktadır.  Mısır’da Mursi'ye bu süreç kapsamında darbe yapılmış ve demokratik islami hükümet devrilmiştir. Orta Afrika’da Müslüman kıyımı sürmektedir. Bangladeş’te islam karşıtı bir ulusalcı akım Cemaat-i İslami lider ve yöneticilerini idam etmiştir. Bunun örnekleri çoğaltılabilir.

Türkiye’de ısrarla milletin oylarıyla seçilmiş dindar hükümet dış güçlerin direktifleriyle yıkılmaya çalışılmaktadır. Bunun için gizli ve açık ittifaklar kurulmaktadır. Buna karşı siyasete mesafeli, kendi hizmet ve ibadetleriyle meşgul sessiz çoğunluğun zararına işler çevrilmektedir. Sessiz çoğunluk sadece fiili ve kavli duasına devam etmekte ve Allah’tan devlet ve milletimiz için hayırlısını istemektedir. Dayanağımız sadece Allah’tır. Dış güçlerin devletimiz aleyhinde çevirdikleri hileleri “Hayrül mâkirîn” olan Allah görmektedir.

Mesele sadece Türkiye meselesi değildir. Mesele İslam dünyasının tek umudu olan Türkiye’nin selamet ve bekasıdır.


0 yorum:

Yorum Gönder