Facebook

14 Mayıs 2013 Salı

SIRADA MEZHEP ÇATIŞMASI MI VAR?

Önce doğu sonra güney sorunu


Bediüzzaman’ın 26. Mektupta  ifade ettiği “şark vilâyetlerindeki vatandaşlara veya cenup tarafındaki dindaşlara adâvet besleyip onlara karşı cephe almak” ibaresini mana-yı işari olarak değerlendirdiğimizde Türkiye’nin önce doğuda, sonra güneyde sorunlar yaşayacağı anlaşılmaktadır. 

Şimdilik doğu sorunu için çözüm yolları arayışına girilmiştir. Ancak doğudaki sorunlar bitmeden yenisi güneyde baş göstermiştir.

Mezhep çatışması

Bediüzzaman lem’alar isimli kitabındaki Sünni ve Alevileri uyaran ibareleri:

"Ey ehl-i hak olan Ehl-i Sünnet ve cemaat ve ey Al-i Beytin muhabbetini meslek ittihaz eden Alevîler ! Çabuk bu manasız ve hakîkatsız, haksız, zararlı olan nizaı aranızdan kaldırınız ! Yoksa, şimdiki kuvvetli bir surette hükmeyleyen zındıka cereyanı, birinizi diğeri aleyhinde alet edip, ezmesinde istimal edecek. Bunu mağlup ettikten sonra, o aleti de kıracak.“

Bu ibareleri incelediğimizde Sünni-Alevi çatışması ve onun muhtemel sonuçları belirtilmiş. Türkiye üzerinde etkisi olan bir yabancı güç sünni-alevi çatışmasını kaşıyacak. Kendi hakimiyetini devam ettirmek için millet ve devletimizi zayıflatmak isteyecek. Birini diğeri aleyhinde kullanıp ezecek. Kim ezen, kim ezilen onu zaman gösterecek. Ama sonuçta bunu mağlup ettikten sonra o aleti de kırıp atacak.

Bu durumda yapılacak en akıllı iş Sünni-Alevi çatışmasına fırsat vermemektir.

Türk unsurunun bölünmesi ve iç çatışmada milletin kuvvetinin hiçe inmesi

Bediüzzaman’ın bu ibareleri milliyet ve din alanındaki anlaşmazlıkların ülkeyi bölünme noktasına getirebileceği konusunda uyarmaktadır.

" Türk unsurunda ebedi kabil-i iltiyam olmamak suretinde bir inşikak (çatlama, bölünme) çıkacak. O vakit milletin kuvveti, bir şık bir şıkkın kuvvetini kırdığı için, hiçe inecek. İki dağ birbirine karşı bir mizanın iki gözünde bulunsa, bir batman kuvvet o iki kuvvet ile oynayabilir, yukarı kaldırır, aşağı indirir."(Mektubat)

Maalesef bu ibarelerde belirtilen inşikak halihazırda mevcuttur. Milletimiz içinde milliyet ve din alanında çok ciddi bir fikir ayrılığı mevcuttur. Bu ayrılık ilerleyip Türk milletinde onulmaz yaralar açacaktır.

İktidara gelecek parti

Önümüzdeki 2 yıl yani 2014-2015 döneminde çok önemli seçimler ve değişimler olacaktır. 2014 yılında Yerel seçimler, ardından Cumhurbaşkanlığı yada devlet başkanlığı seçimleri, 2015 yılında da genel seçimler olacaktır.  Ayrıca bu dönem içinde yeni bir anayasa yapılacaktır.

Bütün bu gelişmeler Türkiye’de gerilimin artmasına yol açabilir. 

Bediüzzaman’ın tespitlerinden birisi de Halk Partisinin asla seçim yoluyla iktidara gelemeyeceğidir. Bu durumda Türkiye’yi eskisi gibi kendi kontrolleri altında tutmaya devam etmek isteyen dış güçler muhtemelen başka yollar deneyeceklerdir. 

Bu durumda mevcut iktidarın ne pahasına olursa olsun devrilmesini sağlamak için bir takım tertipler yapılacaktır. Nazım Kıbrısi buna dair “Üç aylık bir komünist tertibi olacaktır” demiştir. Bediüzzaman’ın ifadelerinden Sünni-Alevi çatışmasının izlerini ve komünist kuvvetinin bu vatana hakim olma ihtimalini değerlendiriyoruz. 

"Bu asîl Türk Milleti, ihtiyarıyla (seçim yoluyla) o partiyi kat'iyyen iktidara getirmeyecek. Çünkü Halk Partisi iktidara gelecek olursa, komünist kuvveti aynı partinin altında bu vatana hâkim olacaktır." (Emirdağ Lahikası)

Burada belirtilen “Komünist kuvveti” şimdi ülkeyi karıştırmak için dış güçler tarafından kullanılmaktadır.

1950'lerden bu yana, bu hüküm geçerliliğini korumuştur. Çünkü adı geçen parti, asla seçimle iktidar olmamıştır. Ya ihtilalle gelmiş veya koalisyonla hükümette yer almıştır. 

Bediüzzaman, Demokrat Parti idarecilerine yazdığı bir mektupta bir endişesini şöyle belirtir: "Halkçılar ırkçılığı elde edip, tam sizi mağlup etmeye ihtimal-i kavî ile hissettim. Ve İslâmîyet namına telaş ediyorum." (Emirdağ Lahikası) 

Bediüzzamanın bu endişesi 27 Mayıs 1960 darbesi ile aynen gerçekleşmiştir. Ancak biz bu ibareyi de tekrarlanması muhtemel bir gaybi işaret olarak değerlendiriyoruz. Şu anda iktidar hasreti çeken bütün güçler böyle bir fırsatı beklemektedirler. Halk partisi asla seçimle iktidar olamayacağına göre başka bir partiyi öne süreceklerdir.  

Ordumuz kılıcını ayağına vurdurmaz

Bediüzzaman Türk ordusu için söylediği sözü: “Elindeki kılıncı ayağına vurdurmaz, düşmanına vurdurur, Kur’ana hizmetkar eder, Ağlayan Alem-i İslamı güldürür.”

Bu ibareden Türk ordusunun iç meseleler nedeniyle kendi vatandaşlarına karşı, doğudaki meseleler nedeniyle doğudaki vatandaşlarına karşı ve güneydeki sorunlar nedeniyle kendi dindaşlarına karşı kullanılmayacağını ifade ediyor. Düşman belirtilmese de bu düşmanın kimliği önümüzdeki yıllar içinde vuku bulması muhtemel savaşlarda belli olacaktır.


Gaybi Haberler


0 yorum:

Yorum Gönder