Facebook

13 Haziran 2013 Perşembe

GEZİ NEREDE BİTECEK?

Beni İsrail Mısır’dan çıkıp Tih çölünde 40 yıl kaldılar. Sonra Filistin’i fethetmek için bir hükümdar istediler. Allah onlara Talut’u gönderdi. Beni İsrail büyükleri önceleri Talut’u kabullenmediler. Allah Talut’un hülümdarlığına Tabut-üs-sekineyi alamet yaptı. Talut ordunun başına geçti. Ürdün nehrinden geçerken Allah orduyu yalnızca bir avuç su içmek şartıyla imtihan etti. Ordunun 314 kişisi hariç diğerleri kana kana su içtiler ve nehrin bir kenarında kala kaldılar.  Emre uyan az ve ihlaslı topluluk bir avuç su içti. İleri harekete geçen bu sayısı küçük ama manası büyük ordu savaşı kazandı. Savaşta Davut Golyat’ı öldürünce yıldızı parladı. Talut’tan sonra Beni İsrail’in başına Davut geçti. Ondan sonra da oğlu Süleyman geçti. Yani her yeni gelen bir öncekinden daha iyi oldu. Ancak Süleyman’ın oğlu zamanında düşüş başladı.

Bu kısa hikayeye göre Erdoğan Talut’un rolünü oynuyor. Erdoğan sandıkla başa geçti. Vazifesi orduyu nehrin kenarına kadar getirmekti. Nehir sınavında iktidar susuzluğuna karşı ihlaslı ile ihlassız ayrılacaktır. Savaşı zamanın Davud’u kazanacak ve o savaşta yıldızı parlayacaktır. Belki de Talut Davud’u gözden düşürmek isteyecektir. Ancak Talut’un ardından gelen Davud-misal zat daha büyük olacaktır. Allah her şeyin doğrusunu bilir.

Gerek evliyaullahın ifadesine göre Erdoğan son başbakan, gerekse Aytunç Altındal’ın kitabındaki kehanete göre Abdullah Gül son Cumhurbaşkanıdır. Kehanete göre “İslam şeriatı” 7. Yıla kadar ortadan kaldırılmazsa 12. Yıla kadar hakim olacaktır. 7. Yılda bir sürü darbe ve entrikalar tezgahlanmış ancak dindar hükümet yıkılamamıştır. 12. Yılda ne olacağını vakti gelince göreceğiz. Aytunç Altundal’ın naklettiği kehanete göre: Ondan sonra düşman silahlarıyla Türkiye işgale uğrayacaktır.  Bir kısım evliyaya göre Milletin bir kısmı işgalcilere silah atmadan teslim olacaktır. Bunu okuduğumda Gezi olaylarında sosyal medyada batı müdahalesi için çırpınanları hatırladım.

Nostradamus’un dörtlüklerinden birisinde Cumhuriyetin sonunu aklar ile kırmızılar arasında kavganın getireceği ifade edilmiştir.

Osman Akfırat Efendiye göre zorlu bir ameliyat olacak ve devlet yeniden yapılandırılacaktır. Müslüman olduğumuz için AB bizi dışlayacak ve savaşa başımızda Müslüman yöneticiler varken gireceğiz.

Nazım Kıbrısi en sonda bir sol tertip yapılacağını ve bunun sonucu devletin parçalanacağını haber vermiştir.

Bediüzzaman Sünniler ile Alevileri uyarmış ve zındıka cereyanının birini diğeri aleyhine sevk edip ezmek için kullanacağını, bunu ezdikten sonra kullandığı aleti kırıp atacağını ifade etmiştir. Biz de buna istinaden hükümet aleyhine bir tertip ve entrika olacağını sezmiştik.

Bediüzzaman’a göre devlet en sonda dehşetli bir hatiatle karşılaşacak ve sonra tamir dönemine girilecektir.  Bozulan ve yıkılan devlet kurumları yeniden tamir edilecektir. Yani Bediüzzaman bu ameliyat ve yeniden yapılanmaya “Tamir dönemi” adını vermektedir. “Allah, baştaki başların kafasına akıl, kalbine iman versin, o vakit iş kendi kendine düzelir” demiştir.

Ülkemizde son 100 yıldır kökü dışarıda kendisi burada olan bir zındıka cereyanı yani mason komitesi etkin olagelmiştir. Ülkemizi elbirliği ile sömürmeyi sürdürmekteydiler. Erdoğan aldığı birçok tedbirle bunların çıkarlarını fena halde zedelemiştir. Türkiye belini doğrultmuş ve kendi adına hareket eder hale gelmiştir.  Ülkemizin zenginlikleri ya iç ve dış sömürgecilerin cebine akacaktır, ya da millet bu pastadan hakkı olanı alacaktır.  İşte bütün mesele budur. Ya Türkiye kazanacak ya da iç ve dış sömürgeciler.

Bizim tavrımız siyasi bir duruş değildir;  Seçimle gelmiş bir başbakanın yine seçimle gitmesi gerektiğine inanıyoruz. İktidara asla gelemeyecek olanların entrikalardan medet ummasına karşıyız.

Biz şu anda birlikte hareket ettiği için çok güçlü olan Hükümet, Ordu ve İstihbaratın Türk devletine olan hizmetlerinin kesintiye uğramasını istemiyoruz. Biz Hükümetin aldığı tedbirlerle halkını koruyup; İlaç, sigara, içki firmalarının, halkı soyan bankacıların, faiz gelirleri düşen faiz lobisinin ve medyanın  perde altında bu hükümeti dış düşmanlarla birlik olup yıkmaya çalışmasına karşıyız.

Biz İsrail parlamentosunda Erdoğan’ın devrilmesi için edilen duaya amin demeyeceğiz. Bir kısım Müslümanların dilinin ucuyla dahi Erdoğan gitsin de başkası gelsin temennisi Yahudinin duasına amin demektir.

Bir kısım Müslümanlar aklını başına almalıdır. Bu birkaç ağaç meselesi değil… Gezi olaylarını ağaç altında başlayan mübarek bir hareket olarak göstermek, sonra “ağaç altındaki biate” bağlamak dehşetli bir basiret tutulması sergilemek demektir.

Taksimi yakıp yıkan adamlar başarılı olursa Müslümanların başına gelecek olan şey; işte oradaki Müslüman bir hanıma yapılan saldırıların yurt sathına yayılmasıdır. Belki ortada ancak “Devrimci Müslümanlar” numunelik olarak kalacaktır, o kadar…

Belki Erdoğan bu olayların sonucu gidebilir. Ama inşallah daha iyisi gelecektir. Vatanımızın menfaatlerini daha iyi savunacak daha nice Devlet Başkanları çıkacaktır. Yıkarsanız daha sağlam yapılacaktır. Bu bir bahar fırtınasıdır, unutmayın çiçekler daha gür çıkacak…

Gaybi Haberler


0 yorum:

Yorum Gönder