Facebook

10 Haziran 2013 Pazartesi

KÜRESEL ÇATIŞMA

Bugün dünya üzerinde iki kapitalist ekip çatışmaktadır. Birisi üretime dayalı kapitalistler, diğeri faizci kapitalistlerdir. Faizci kapitalistlerin diğer adı finans kapitaldir. Daha açık bir ifadeyle Yahudi sermayesidir.

Faizci kapitalistler paradan para kazanan, faizin artmasını isteyenlerdir. Bunun için yatırım yapacakları ülkelerde siyasi ve mali operasyonlar yapıp riski artırırlar. Risk artınca o ülkelerin derecelendirme reytingi düşer. Bu da o ülkelerin aynı kredi borcuna başka ülkelerden daha fazla faiz ödemesine ve daha fazla sömürülmesine yol açar.

Üretici kapitalistlerin çıkarı ise yatırım maliyetlerini düşürmek için kredi faizinin düşük olması gerekir. Ne kadar düşük faizden kredi temin ederler ise  o kadar daha az faiz ödediklerinden yüksek faiz onların çıkarına uygun değildir.

İşte bu basit denklem bugün başta Amerika olmak üzere dünyadaki iki kapitalist grup arasındaki küresel çatışmanın açıklamasıdır.

Bugün için Üretici kapitalistlerin sözcülüğünü Obama Amerikası yapmaktadır. Obama Amerikası Amerikan milli derin devletini temsil ediyor.  

Rusya’da SSCB’nin dağılmasının ardından hızla Yahudi oligarklar Rusya’nın zenginliklerini ele geçirmişken, iktidara gelen Putin oligarkları ülkeden kovmuştur. Rusya bugün Rus milli derin devlet çekirdeği tarafından yönetilmektedir.

Türkiye 1906-2006 yılları arasında İngiltere destekli Boğazdaki yalılarda oturan derin çekirdek tarafından yönetilmekteyken, 2006’dan sonra Ankara’daki derin devlet çekirdeğinin idareyi ele almasıyla milli bir politikaya yönelmiştir. Türkiye’de son yüz yıllık tarihinde ilk kez hükümet, ordu ve istihbaratı ortak hareket etmeye başlamıştır.

Bilindiği üzere yakın zamanda Türkiye’ye hem Obama, hem Putin, hem Kraliçe Elizabeth gelmiştir. Bu ülkeler Türkiye ile stratejik ortak olmak üzere çaba sarf etmektedirler.  Türkiye derin devlet çekirdeği şimdilik Türkiye’nin milli hedef ve çıkarlarına ulaşmak için Obama Amerikası ve Putin Rusya’sı ile üçlü bir ortaklık içindedir. 

Karşılarında ise Amerika’nın neocon’ları ve Yahudi sermayedarları, Londra ve Avrupa’daki Yahudi sermayesi, onları yedeğindeki Çin ve diğer devletleri vardır.

Bugün Türkiye’de bu iki küresel güce dayanan iki ekip çatışmaktadır. Hatta Dünya egemenliği savaşı Türkiye’de ve İstanbul’daki meydan savaşını hangi taraf kazanırsa onun olacaktır. Bu savaş sonucu galip taraf yükselecek, mağlup taraf yok olacaktır. Bu nedenle Türkiye ya büyüyecek yada yok olacaktır. Bunun için Türkiye’deki iki ekip Gezi olayları ile test çarpışması yapmıştır. Bu testten sonra sonuç alıcı nihai çarpışmalar yaşanması kaçınılmazdır. Türkiye'deki eski ekip halen eski dünya egemenlerinin gölgesinden ayrılmak istememektedir. Yeni ekip ise Türkiyeyi büyütmek ve dünya üzerinde haklı olduğu konuma getirmek istemektedir.

Türkiye büyük devlet olmak için Kürtler ile anlaşmıştır. Çünkü Kürtler İran ve Irak üzerinden büyük bir tehdit altındadırlar. Var olabilmek ve katliama uğramamak istiyorlarsa Türkiye ile birlikte hareket etmek akıllıca olacaktır. Yani tarihsel süreç Türk ve Kürtleri ortak tehdit ve çıkar karşısında birleştirmektedir. Beyaz Türkler istemese de tarihsel mecburiyet bu yöndedir.

Suriye’nin karışmasını tamamen Kıbrıs-İsrail-Suriye üçgeninde deniz altındaki doğal gaz yataklarına bağlıyorum. Türkiye önce Suriye’ye iyiniyetle yanaşmış, Esed önce işbirliğine yanaşmış iken asıl ipleri Avrupalıların elinde olduğunda çark etmiştir.  Kuzey Irak’taki  petrolün egemenliği sorunu yüzünden yakında Maliki Irak’ı kuzeyin üzerine yürüyecektir. Türkiye Kürtlerin katliama uğratılmasına göz yummayacak ve Kuzey Irak’a girecektir. Bu da tahminen Rusya’nın harekete geçmesine yol açacaktır. Kuzey Irak petrolü ve Doğu Akdeniz doğal gazının nereye akacağı sorunu savaş nedeni olacaktır.

Suriye’ye uluslararası müdahale olması ve İsrail’in Suriye üzerine yürümesi iki ayrı olay mı, yoksa peşpeşe olaylar mı şu anda bir öngörüm yoktur. Bunu zaman içinde göreceğiz.  Ancak Abdullah Gürbüz Baba İsrail’in Suriye’yi hızla işgal edeceğini ve Suriye’lilerin Türkiye’ye sığınacağını ifade etmiştir. Ancak daha ilerideki süreçte Türkiye ile Suriye birleşmek zorunda kalacaktır. Bu da Kuzey Irak’la birlikte düşünüldüğünde Türkiye giderek bir İslam Birliği çekirdeği oluşturacaktır.  İslam Birliği Mehdi zamanında gerçekleşecektir.

Bu arada Türkiye yakın bir süreçte batının gadri sebebiyle yani batılıların haksızlığı nedeniyle önce Avrupa Birliğinden dışlanacak ve ardından NATO’dan da çıkacağı haber verilmiştir. Bunun anlamı nedir? Türkiye Şanghay İşbirliği örgütüne mi girecektir? Üçüncü dünya savaşı patlak verdiğinde Rusya Avrupa’da taş üstüne taş bırakmayacaktır.  

İstanbul bir süre işgal görecek ardından Mehdi tarafından geri alınacaktır. Türkiye’nin doğudan işgali Ankara’ya kadar gelecek ama Ruslar doğuda Bediüzzaman’ın hemşerileri tarafından teslim alınacaktır. Bunu ardından geriden destek veren Amerika bunun diyetini isteyecek ve zaferi sahiplenmeye çalışacaktır. Ancak Amerika Toros dağları eteklerinde 1 milyon ölü bırakarak çekilecektir.

Bu arada Amerika’da önemli değişimler olacak. Bir grubu islama yanaşacak. Deccalın zuhurunda bu grup İsa’nın önderliğinde İslama yardım edecekler. İslama tabi olacaklardır. Mehdi dünyaya hakim olacak olan beşinci kişidir. Bu arada Deccalın faizci kapitalizmin içinden çıkacağını, Üretici kapitalistlerin Amerika ve batıdaki büyük değişimle islama girmeleriyle başlarına İsa’nın geçeceğini ve islama iltihak edeceklerini düşünmekteyim.

Bu senaryonun elbette aksayan yönleri olabilecektir. Şimdilik belirsiz bazı parametrelerin netleşmesiyle bu senaryo daha anlaşılır olacaktır.

Gaybi Haberler




0 yorum:

Yorum Gönder