Facebook

19 Ağustos 2013 Pazartesi

BEKTAŞİYE GÖRE İSLAMIN ŞARTLARI

Mollanın biri Bektaşiyi sıkıştırmış: “İslamın şartlarını say” demiş.  O da demiş ki: “Kelime-i şehadet” “Peki diğerleri ne oldu?” demiş molla. Bektaşi cevaplamış: “İkisini fakirler, ikisini de zenginler kaldırdı. Geriye kala kala kelime-i şehadet kaldı.  Yani fakirler namaz ve orucu, zenginler zekat ve haccı eda etmez oldular. “ 

Bu anlatımda namaz ve oruç’un fakirlere mahsus birer ibadet gibi gösterilmesi elbette yanlış, ama genel mana itibariyle tutarlıdır. Millet çoğunluk itibariyle namazı, orucu, zekatı ve haccı bıraktı. Elbette hakkıyla ibadetlerini yerine getirenleri bu kapsama dahil etmiyoruz. Allah onlardan razı olsun ki, onların yüzü suyu hürmetine ekmek yiyoruz.  Yıkılmadık hala ayaktayız.

Ancak unutulmamalıdır ki, islamın rükünlerindeki ihmaller birikir birikir bir gün toptan çıkar. Her bir ibadetin külli ihmalinde mutlaka hem bu dünyada hem de ahirette  cezası vardır. Allah korusun, Cenab-ı Hak takdir ettiği bir zamanda bütün bu kılmadığımız namazları bize yat kalk sürün kıldırır, tutmadığımız oruçları kıtlık ve açlıkla tutturur, vermediğimiz zekatları bizden toptan alır ve nihayet eda etmediğimiz hac farizasındaki Allah için yolculuğu bize uzun seferler yoluyla yaptırır.

Kardeşlerimizin bir kısmı haklı olarak islamın rükünlerindeki ihmaller yanında işlenen haramların cezası olarak kapsamlı bir felaket ve helaket bekliyorlar. Bir üçüncü dünya savaşında insanlığın büyük çoğunluğunun yok olmasını bekliyorlar.

Ben şahsen ölüm gelmeden evvel hala bir ümit taşıyorum. Bu yüzden henüz felaket tahakkuk etmeden bu insanların salah ve felahını arzu ediyorum. Bir felaket gelirse artık yapacak bir şey olmaz.  O zamana kadar da fitne ve fesada düşmüş insanları sahabelerin önceki halleri olarak görmeyi ve bir vesile ile bu insanların kuvvetli birer islam fedaisi haline dönüşebileceğini umuyorum. Fakat bu saf bir beklenti değil elbet… Bu şerirlere karşı daima maddi ve manevi tedbiri boşlamamak şartıyla…

İslam sadece ibadetlerden ibaret değildir. İslam bir hayat düzenidir. Bu anlamda ekmek kavgasını ve adil paylaşım düzenini de içerir. İslam “ben bunu kendi ilmim ve kuvvetimle kazandım, kimseyle paylaşmam” zihniyetini karun zihniyeti olarak yerin dibine geçirmiştir. İslam bir zenginler dini değildir ve olmamalıdır. İslam zengin olsun, fakir olsun tüm kesimleri kucaklar.

İslam serbest girişimin önünü açtığı gibi, fırsatların eşit olmaması yüzünden hayatta geri kalmış herkesi zekat yoluyla gözetir. Geliri çok kazanandan az kazananlara doğru bölüştürür.  Hadis-i şeriflere bakılırsa Mehdi’nin adil bir paylaşım düzeni kuracağını ve malı saymadan seviyyen, eşit bir biçimde dağıtacağını ifade etmiştir.

Dünyanın ve islam aleminin hercümerc içinde olmasının sebebi ; yahudinin kurmuş olduğu faizci sömürü düzenidir. Bugün dünyadaki global kavganın özünde de üretici kesim ile faizci kesimin kavgası vardır. Dünyanın ve islam aleminin bütün zenginlikleri eski ve yeni tip sömürgeci yöntemlerle batının boğazına akmaktadır. 

Yapılması gereken yeni tip sömürgeciliğin çarklarını durdurup Allah’ın insanlara bahşettiği  kaynakların adil ve hak üzere dağıtılmasını sağlamaktır. Bunu da hadis-i şeriflerin ifadesine göre Mehdi yapacaktır.

0 yorum:

Yorum Gönder